Pınarbaşı Hukuk & Danışmanlık - Güvenilir Profesyonel Hizmet

Malpraktis(Doktor Hatası): Hukuki Bir Rehber

Blog13 Şubat 2025
Malpraktis(Doktor Hatası): Hukuki Bir Rehber

Doktor Hatası Sonucu Tazminat: Malpraktis Davası Rehberi (2025)

Malpraktis davaları, sağlık hizmeti sağlayıcılarının, tedavi sırasında görevlerini yerine getirirken hatalı hareket etmeleri sonucu meydana gelen zararlar için açılan davalardır. Malpraktis, tıbbi hata olarak bilinse de, hukuki açıdan çok daha derin bir anlam taşır. Bu dava türü, bir sağlık profesyonelinin ya da hastanenin hatalı tedavi, yanlış teşhis veya ihmalkar davranış nedeniyle hastanın zarar görmesine sebebiyet verdiği durumlarında açılabilir. Sağlık hizmeti veren kişiler, mesleklerini icra ederken profesyonel bir sorumluluğa sahiptirler. Bu sorumluluk, sağlık hizmeti sağlayıcılarının, hastalarına en iyi bakımı sunmalarını ve herhangi bir hata yapmamalarını gerektirir. Ancak malpraktis durumlarında, hastalar fiziksel, duygusal ve maddi zararlarla karşılaşabilir.

2025 yılı itibarıyla, malpraktis davaları tıbbi hataların hukuki boyutlarını ortaya koymakta ve mağdurların haklarını arayabilmesi için önemli bir yol sunmaktadır. Bu yazıda, malpraktis davası nedir, malpraktis davalarının şartları, malpraktis davası nasıl açılır, malpraktis davalarında tazminat hesaplama, malpraktis davaları zamanaşımı ve malpraktis davasının örnekleri gibi konuları detaylı bir şekilde ele alacağız.

Malpraktis(Doktor Hatası) Davası Nedir?

Malpraktis davası, sağlık hizmeti sağlayan hastane veya doktorun, mesleki sorumluluklarını yerine getirmemesi veya hatalı bir tıbbi müdahalede bulunması sonucu, hastanın zarar görmesi durumunda açılan bir davadır. Sağlık profesyonellerinin hatalı tedavi uygulamaları, yanlış tanı koymaları, tıbbi hatalar veya gereksiz tıbbi işlemler nedeniyle hastaların fiziksel veya psikolojik zararlar yaşaması malpraktis olarak değerlendirilir. Bu tür davalar, hastaların ve yakınlarının sağlıklarıyla ilgili zararlarını karşılamak için hukuk sistemine başvurdukları yollardan biridir.

Bir malpraktis davasında, doktorun veya sağlık kuruluşunun sorumluluğu araştırılır. Sağlık profesyonelinin mesleki sorumluluklarını ihlal etmesi, hastaya zarar verme, tedaviye zarar verme veya kötü sonuçlara yol açma gibi durumlar malpraktis davasının açılmasına neden olur.

Malpraktis tanımıyla alakalı en net tanımlama Türk Tabipler Birliği’nin Hekimlik Mesleği Etik Kurallarının 13. Maddesinde belirtilmiştir;

Hekimliğin Kötü Uygulanması (Malpraktis) Madde 13- Bilgisizlik, deneyimsizlik ya da ilgisizlik nedeniyle bir hastanın zarar görmesi “hekimliğin kötü uygulaması” anlamına gelir.

Malpraktis ve Komplikasyon Arasındaki Fark

Elbette tedavi süreçlerinde yaşanan bütün olumsuz durumlar malpraktis davasının konusunu oluşturamayacaktır. Uygulamada en çok yaşanan “komplikasyon” durumlarının malpraktise dahil edilip edilemeyeceği hakkında soru işaretleri yaşanabilir. Ancak komplikasyon; “bir rahatsızlığın, hastalığın veya tıbbi tedavi işleminin ön görülebilen istenmeyen etkileridir.” Yani komplikasyon durumlarında hekimin bilgisizlik, deneyimsizlik gibi bir hatası sonucu oluşan neticelerden bahsedilmez. Zira doktor böyle bir durumda yapması gerekenleri özenli ve bilgili bir şekilde yerine getirmiş, buna rağmen ön görülmesine rağmen tedavinin bir nevi doğasından kaynaklı olarak istenmeyen bir etki görülmüş olur. Doktorun, tedavi sonucu oluşabilecek komplikasyonlar hakkında hastaya bilgi vermesi de aydınlatma yükümlülüğü açısından sonuç doğuracak olup, hastayı detaylı bir şekilde bilgilendirmesi doktorun sorumluluğundadır.

Malpraktis, Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi ve Hasta Hakları Yönetmeliği ile doğrudan ilişkilidir. Hekimin kusurlu tıbbi uygulaması sonucunda zarar gören hasta, uğradığı zararın giderilmesini talep edebilir.

Malpraktis Davası Şartları

Bir malpraktis davası açılabilmesi için bazı hukuki şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu şartlar, davanın geçerli bir şekilde açılmasını sağlar ve mağdurun haklarını korur.

  1. Sağlık Profesyonelinin Sorumluluğu

Malpraktis davasının temelinde, sağlık hizmeti sağlayıcısının hizmetindeki profesyonel sorumluluğun ihlali yatmaktadır. Her sağlık profesyonelinin, belirli mesleki standartlara ve etik kurallara uygun hareket etmesi beklenir. Bir doktor veya hastane, bu standartlara uygun hareket etmediğinde, malpraktis durumundan söz edilir. Bu, tedavi sırasında hata yapma, yanlış teşhis koyma veya tedavi sürecinde ihmalkarlık gibi eylemleri içerir.

  1. Zararın Meydana Gelmesi

Malpraktis davası açılabilmesi için sağlık profesyonelinin hatalı hareketi sonucu hastanın zarar görmesi gereklidir. Zarar, fiziksel olabileceği gibi psikolojik veya maddi de olabilir. Örneğin, yanlış bir ilaç verilmesi sonucu hasta fiziksel sağlık sorunları yaşayabilir. Veya hastaya yapılan yanlış bir cerrahi işlem, uzun vadeli psikolojik sorunlara yol açabilir. Maddi zarar ise tedavi sürecindeki ekstra maliyetler, işe devam edememe gibi durumlardan kaynaklanabilir.

  1. İlliyet Bağı

Malpraktis davasında, sağlık profesyonelinin hatalı hareketi ile hastanın zararı arasında doğrudan bir illiyet bağı kurulması gerekmektedir. Yani, doktor hatası ile hastanın zararının birbirine neden olması gerekir. Hastanın zararının sağlık profesyonelinin yanlış tedavisinden kaynaklandığının kanıtlanması, davanın başarılı olması için oldukça önemlidir.

Malpraktis Davalarında Hukuki Niteliğe Göre Ayrımlar

Malpraktis davalarını birkaç farklı kategoriye bölmek mümkündür. İlk olarak özel hastane ve özel hastane çalışanı doktorların taraf olduğu uyuşmazlıkları incelediğimizde;

Özel hastane ve özel hastanede çalışan doktor ile yaşanan uyuşmazlıklarda sözleşmeye aykırılık sebebine dayanılarak malpraktis davası açma yoluna gidilebilir. Bu sözleşme “hasta kabul sözleşmesi” olarak adlandırılır.

Kamu hastanelerinde ise dava seyri değişkenlik göstermektedir. Kamu hastanelerinde davalı taraf kamu hastanesi veya hastanenin bağlı olduğu bakanlık olup, idare hukuku esas alınarak idari bir dava niteliği taşınmaktadır. Doğrudan doktora dava açılması mümkün olmayıp, öncelikle idareye gidilmelidir. Davanın seyrine göre dava doktora ihbar edilir, ilerleyen süreçte tazminat ödemek zorunda kalan idare bu tazminatı ilgili işlemi uygulayan doktora rücu edebilir.

Bağımsız çalışan doktorların uyguladığı tedavilerde ise doktor ve hasta arasındaki ilişki Yargıtay kararlarına göre vekalet sözleşmesine dayandırılır. Türk Borçlar Kanunu Madde 502’ye göre;

MADDE 502- Vekâlet sözleşmesi, vekilin vekâlet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlendiği sözleşmedir.

Vekâlete ilişkin hükümler, niteliklerine uygun düştükleri ölçüde, bu Kanunda düzenlenmemiş olan işgörme sözleşmelerine de uygulanır.

Uygulamada sıkça rastlanan bir diğer hukuki nitelik ise estetik tedavi durumlarında meydana gelmektedir. Günümüzde yaygınlaşan estetik operasyonlarında hasta ve doktor arasındaki ilişki eser sözleşmesine dayandırılmakta olup Türk Borçlar Kanunu Madde 470 hükümleri incelenmelidir;

MADDE 470- Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.

Taraflar arasında herhangi bir sözleşme ilişkisi dahi doğmadan yaşanan zararlarda ise haksız fiil kaynaklı bir netice meydana gelmekte olup TBK Madde 49 hükümleri incelenmelidir;

MADDE 49- Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.

Doktor Hatası (Malpraktis) Davası Görevli Mahkeme

Yukarıda saydığımız üzere malpraktis davalarında hasta-doktor arasındaki hukuki ilişkinin niteliği görevli mahkemelerde önemli farklılıklar doğurmaktadır.

Özel hastane aleyhine açılacak davalarda görevli mahkeme tüketici mahkemeleri,

Eser sözleşmesi ve vekalet sözleşmesi kaynaklı açılacak davalarda görevli mahkeme tüketici mahkemeleri,

Kamu hastanelerine ve üniversite hastanelerine karşı açılacak davalarda görevli mahkeme idare mahkemeleri yetkili olacaktır.

Doktor Hatası (Malpraktis) Davası Yetkili Mahkeme

HMK Madde 6 gereği genel yetkili mahkemeler davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.

Genel yetki dışında tüketici mahkemelerine açılacak davalarda sözleşmenin ifa yeri mahkemesi ve davacının yerleşim yeri mahkemesi de yetkili olacaktır.

Haksız fiilden doğan malpraktis davalarında, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir. (HMK Madde 16)

Kamu kurumlarına karşı açılacak davalarda ise İYUK Madde 32 gereği;

İdari davalarda genel yetki: Madde 321. Göreve ilişkin hükümler saklı kalmak şartıyla bu Kanunda veya özel kanunlarda yetkili idare mahkemesinin gösterilmemiş olması halinde, yetkili idare mahkemesi, dava konusu olan idari işlemi veya idari sözleşmeyi yapan idari merciin bulunduğu yerdeki idare mahkemesidir.”

Malpraktis Davası Zamanaşımı

Kamu ve üniversite hastanelerine açılacak idari yargı davalarında zararın ve doktor hatasının öğrenilmesinden itibaren 1 yıl ve her hâlükârda olay tarihinden itibaren 5 yıl içinde idareye yazılı başvuru yapılması gerekmektedir. İdareye yapılan başvurunun ardından 30 günlük süre içerisinde idareden olumlu dönüş alınamadığı takdirde 60 gün içerisinde idari yargıda tam yargı davası açılması gerekmektedir.

Sözleşmeden kaynaklı uyuşmazlıklar için tüketici mahkemelerine başvurularda öngörülen zamanaşımı süresi 5 yıldır.

 Haksız fiile dayalı olarak açılacak malpraktis davalarında zamanaşımı süresi zararın ve tazminat yükümlüsünün öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıl ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren 10 yıldır.

Malpraktis Davası Manevi Tazminat

Malpraktis davalarında, hastaların uğradığı fiziksel ve psikolojik zararların tazmin edilmesi önemlidir. Manevi tazminat, hastanın yaşadığı duygusal acı, psikolojik travma, ruh hali bozuklukları ve toplumsal hayatta yaşadığı zorluklar gibi durumları karşılamak amacıyla talep edilen bir tazminat türüdür. Malpraktis nedeniyle hastanın yaşam kalitesinin bozulması, sürekli ağrılar veya estetik kayıplar gibi durumlar, hastanın duygusal ve psikolojik açıdan büyük bir zarar görmesine neden olabilir. Bu gibi durumlarda, manevi tazminat talep edilebilir.

Manevi tazminat, genellikle hastanın yaşadığı travmanın derecesine ve kalıcı etkilerinin boyutuna göre belirlenir. Örneğin, malpraktis sonucu bir hasta bedensel engellilik durumuna düşerse, bu durum sadece fiziksel bir kayıp değil, aynı zamanda duygusal ve psikolojik bir travmaya yol açar. Bu durumda, hastanın duygusal acıları, sosyal yaşamındaki zorluklar ve psikolojik etkiler göz önünde bulundurularak manevi tazminat talep edilebilir.

Örnek: Doğum sırasında gerekli müdahaleyi zamanında yapmayan hekimin ihmali sonucunda bebekte kalıcı hasar oluşmuşsa, aile hem maddi hem manevi tazminat talep edebilir.

Malpraktis Davası ve Avukat Desteği

Malpraktis davaları, karmaşık ve teknik hukuki süreçler içerdiği için, uzman bir avukattan destek almak büyük önem taşır. Sağlık profesyonellerinin hatalı tıbbi müdahalelerinin sonuçları, sadece fiziksel değil, psikolojik ve finansal açıdan da ciddi zararlara yol açabilir. Bu nedenle, malpraktis davası açarken, tıbbi uzmanlık ve hukuki deneyim gerektiren bir süreçle karşı karşıya kalınır. Bir avukat, davanın başından sonuna kadar gerekli hukuki belgeleri hazırlamak, bilirkişi raporları almak, mahkeme süreçlerini yönetmek ve zararın tespiti konusunda hukuki destek sunar. Ayrıca, avukatlar, tıbbi malpraktis ile ilgili karmaşık teknikleri kolayca anlayarak, davayı güçlü bir şekilde savunma ve tazminat talep etme konusunda yardımcı olurlar. Malpraktis davasında, zararın büyüklüğü, tedavi süreci ve etkilenen yaşam kalitesi gibi unsurlar dikkate alındığında, doğru hukuki destek sağlanması, adil bir çözüm için hayati öneme sahiptir.

Sonuç

Malpraktis davaları, sağlık hizmeti sağlayıcılarının tıbbi hatalarından dolayı hastaların uğradığı zararları tazmin etmek için önemli bir hukuki süreçtir. Bu davalar, sadece maddi kayıpların telafisini değil, aynı zamanda hastaların manevi zararlarının da giderilmesini sağlar. Sağlık profesyonellerinin sorumluluklarını ihlal etmesi sonucu meydana gelen zararlar, hem fiziksel hem de psikolojik açıdan hastaların yaşamını olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, malpraktis davası açarken doğru bir hukuki destek almak, sürecin doğru bir şekilde yönetilmesi için kritik öneme sahiptir.

 Bilirkişi raporları ve tıbbi incelemeler gibi uzmanlık gerektiren aşamalarda, alanında uzman bir avukatın desteği, davanın başarısı için belirleyici rol oynar. Her ne kadar malpraktis davaları karmaşık olsa da, hukuki süreçlerin doğru yönetilmesi, mağdur hastaların haklarının korunmasına ve zararlarının tazmin edilmesine olanak tanır. Bu nedenle, malpraktis mağdurlarının haklarını savunabilmek için profesyonel bir avukat desteği almak, adaletin sağlanması açısından oldukça önemlidir.

Sık Sorulan Sorular (S.S.S.)

1- Malpraktis para cezası ne kadar?

Malpraktis davalarında tazminat söz konusudur. Tazminat miktarı olayın ağırlığına, zararın boyutuna ve kusur oranına göre binlerce ila yüz binlerce TL arasında değişebilir.


2- Malpraktis davaları kaç yıl sürer?

Davanın karmaşıklığına göre değişmekle birlikte, ortalama 1,5 ila 3 yıl arasında sürebilir. Bilirkişi incelemeleri bu süreyi etkileyebilir.


3- Malpraktis örnekleri nelerdir?

  • Yanlış ameliyat yeri veya organın alınması

  • Tanı ve tedavide gecikme

  • Yetersiz sterilizasyon nedeniyle enfeksiyon

  • Doğumda ihmal sonucu bebekte kalıcı hasar

  • Dişe yanlış müdahale sonucu çene siniri hasarı


4- Dişçiye dava açılır mı?

Evet. Diş hekimleri de tıbbi müdahalelerde bulunur ve hata yaptıklarında malpraktis davalarına konu olabilirler.


5- Dava açmak için ne kadar para gerekli?

Dava masrafları genellikle birkaç bin TL ile başlar. Avukat ücreti, bilirkişi ücreti ve harçlar dahil olmak üzere toplam maliyet olayın niteliğine göre değişir. Maddi durumu yetersiz olanlar adli yardım talebinde bulunabilir.


6- Doktor hataları nereye şikayet edilir?

  • Hastane yönetimi

  • Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezi (ALO 184)

  • Türkiye Barolar Birliği Hasta Hakları Merkezi

  • Hukuki süreç için doğrudan mahkemeye başvurulabilir.


7- Ne gibi durumlarda tazminat davası açılır?

  • Yanlış tanı veya tedavi

  • Bilgilendirme eksikliği

  • Ameliyat hatası

  • Gerekli tıbbi önlemlerin alınmaması

  • Kalıcı bedensel/psikolojik zarar oluşması


8- Malpraktis davalarında ne talep edilir?

  • Maddi tazminat: Tedavi giderleri, iş göremezlik zararı, gelir kaybı

  • Manevi tazminat: Fiziksel ve ruhsal zararların duygusal etkileri

Related Posts

Post your Comment

Son yorumlar

Görüntülenecek bir yorum yok.

Kategoriler

Site Haritası