Unutulma Hakkı

İçindekiler
ToggleUnutulma Hakkı
Kişilerin geçmişte yapmış olduğu veya adının karıştığı ve bu olaydan ötürü kişilik haklarının zedelendiği, geçmişin yükünü bir nevi üstünde taşıdığı durumlarda internette unutulma hakkı gündeme gelmektedir. Özellikle günümüzde teknolojinin gelişimi, kişisel verilerin internet üzerinde korunmasının önemini arttırmış olup bu alanda hem Avrupa hem Türk hukukunda önemli düzenlemeler ve kararlar alınmıştır. Bu yazıda, unutulma hakkının tanımını, şartlarını, Avrupa ve Türkiye’deki düzenlemeleri ve 5651 sayılı Kanun’u ve hukuki yolları inceleyeceğiz.
Unutulma Hakkı Nedir?
Unutulma hakkı, kanunlarımızda tanımlanmasa da Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi kararları ile tanımı ve şartları açıkça belirtilmiştir. Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 05/06/2017 tarihli ve 2016/15510 esas, 2017/5325 karar sayılı ilâmında;
“Unutulma hakkı; üstün bir kamu yararı olmadığı sürece, dijital hafızada yer alan geçmişte yaşanılan olumsuz olayların bir süre sonra unutulmasını, başkalarının bilmesini istemediği kişisel verilerin silinmesini ve yayılmasının önlemesini isteme hakkı olarak ifade edilebilir…”
Tanımdan da anlaşılacağı üzere unutulma hakkı, geçmişte yaşanan olumsuz durumların kişi üzerinde geleceğe yönelik olumsuz bir etki oluşturduğu durumlarda meydana gelmektedir. Elbette yalnızca olumsuz bir etki olması yeterli sayılmamakta olup bazı şartların da bu hakkın kullanılması açısından gerçekleşmesi gerekmektedir. Kişi üzerinde olumsuz bir etkisi olsa da yaşanan olayın, üstün bir kamu yararına hizmet etmesi, tarihsel bir veri veya olguya dayanan bir bilgi içermesi gibi durumlarda unutulma hakkının devreye girmeyeceğine ilişkin birçok karar bulunmakta olup, unutulma hakkı şartlarında bu durumlar ayrıca incelenecektir.
Unutulma Hakkı Avrupa Hukuku Düzenlemeleri
Avrupa Hukuku’nda unutulma hakkı, 2014 yılında Avrupa Adalet Divanı tarafından verilen önemli bir kararla kabul edilmiştir. Google Spain SL davası, Avrupa’da unutulma hakkının kabul edilmesine öncülük etmiştir. Bu dava sonucunda, Avrupa Adalet Divanı, kişilerin arama motorları tarafından indekslenen verilere dair silme talep etme hakkına sahip olduğuna karar vermiştir.
C-131/12 Google Spain SL, Google Inc. v Agencia Española de Protección de Datos (AEPD) and Mario Costeja González davasıyla tanınmış ve Google Spain kararı olarak literatüre geçmiş olup Avrupa’da büyük yankı uyandırmıştır.
Kişisel verilerin korunmasına yönelik GDPR’nin silme hakkına ilişkin maddeleri de unutulma hakkına dayanak teşkil etmektedir. GDPR Madde 17 düzenlemesi ile unutulma hakkından bahsetmektedir. Bu maddeye göre kişisel verileri işlenen kişi, kişisel verilerinin işlenmesine gerek olmaması, kişisel verilerinin işlenmesi onay vermemesi, kişisel verilerin işlenmesine ilişkin geçerli bir gerekçe bulunmaması, kişisel verilerin hukuka aykırı elde edilmesi gibi durumlarda içeriğin ve kişisel verilerinin silinmesini talep etme hakkına sahiptir. Kişisel verilerin işlenmesinin ifade ve bilgi edinme özgürlüğüne dayandığı veya kamu yararının ve ilgisinin bulunduğu durumlarda ise unutulma hakkı uygulanmamaktadır.
Unutulma Hakkı Türk Hukuku
Hukukumuzda unutulma hakkının temeli, Anayasa’ya dayanmaktadır. Madde 5 uyarınca kişinin temel hak ve hürriyetlerini, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlaması gibi durumlar devletin temel amaç ve görevleri arasında sayılarak devlete pozitif bir yükümlülük getirmiştir. Yine Madde 17 uyarınca herkes manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.
Özel hayatın gizliliğini ele alan Madde 20’ye eklenen ek fıkra ile de kişisel verilerin korunması ve gerektiğinde silinmesine ilişkin önemli bir düzenleme yapılmıştır;
“Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir.”
Anayasanın 5,17 ve 20. Maddelerinin doğrudan unutulma hakkına dayanak oluşturduğu Yargıtay kararlarıyla da sabit olup bir diğer önemli düzenleme ise 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’dur. İlgili kanunun 9. Maddesine göre internet üzerinden yayınlanan içeriğin kaldırılması ve erişimin engellenmesi için;
– İnternet ortamında yapılan bir yayın olması,
– Yapılan yayın içeriği nedeniyle, gerçek ve tüzel kişiler ile kurum ve kuruluşların “kişilik haklarının” ihlal edilmesi durumlarında 9. Madde uygulama alanı bulacaktır.
Unutulma Hakkı Şartları
Unutulma hakkının her olay için uygulama alanı bulamayacağı güncel kararlar ve düzenlemeler ışığında gözükmektedir. Yargıtay Ceza Daireleri’nin vermiş olduğu kararlar doğrultusunda unutulma hakkı şartları:
Güncelliğini Yitirme: Yaşanan olayın üzerinden belirli bir sürenin geçmesinin de etkisiyle artık konu olayın güncelliğini yitirdiği durumlarda unutulma hakkı gündeme gelecektir.
Yayında Kaldığı Süre: Bahsedilen olaya ilişkin içeriklerin yayında kaldıkları süreler de verilen kararlarda önem taşımaktadır. Net bir süre belirtilmemekle birlikte her bir olay için ayrı değerlendirme yapılmaktadır.
Tarihsel Bir Veri Olmaması: Tarihsel bir verinin içerikte bulunması ve tarihsel açıdan önem arz ettiği durumlarda unutulma hakkının uygulanmadığı kararları bulunmaktadır.
Kamu Yararına Katkı Olmaması: Yapılan içerikten dolayı herhangi bir kamu yararının bulunmadığı durumlarda kişiler unutulma hakkının kendileri için önemli olduğunu öne sürerek kendi yararlarını koruyabilmektedir.
Habere Konu Kişinin Siyasetçi veya Ünlü Olmaması: Siyaset ve özellikle sanatla uğraşan topluma mal olmuş ünlü kişilerin isimlerinin karıştığı olaylarda unutulma hakkının uygulama bulması zor olmaktadır.
Halkın İlgisi: Özellikle halkın yoğun ilgi gösterdiği olaylara dayanan içeriklerde unutulma hakkı şartları sağlanması daha güç olmaktadır. Kamuoyu ilgisinin yüksek olduğu içeriklerin kaldırılması uygulamada pek mümkün olmamaktadır.
Haberin Olgusal Gerçekler veya Değer Yargısı İçerip İçermemesi: Olgusal gerçeklere dayanan durumlarda unutulma hakkı uygulanması daha zor olurken değer yargısına dayanan ifadelerde unutulma hakkı daha rahat gündeme gelmektedir.
Unutulma Hakkı Başvuru- Yetkili ve Görevli Mahkeme
5651 sayılı Kanun uyarınca internet üzerinden yapılan yayınlarda silinme ve erişimin engellenmesi kararlarının verilmesinde görevli mahkeme Sulh Ceza Hakimlikleridir.
Yetkili mahkeme ise eğer internet sitesinin bilinen merkez adresi varsa bu adresteki hakimlikler veya mağdurun yerleşim yerindeki hakimliklerdir.
Unutulma Hakkı Anayasa Mahkemesi Bireysel Başvuru
Unutulma hakkı kapsamında kişilerin Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı da bulunmaktadır. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmek için tüm başvuru yollarının tüketilmesi koşulu en önemli koşul olarak karşımıza çıkmaktadır. Anayasa Mahkemesi tarafından reddedilen başvuruların en yaygın gerekçesi de başvuru yollarının tüketilmemesi olarak gözükmektedir. İnternet üzerindeki içeriğin unutulma hakkı kapsamında kaldırılması için Sulh Ceza Hakimliğine başvuran kişi, talebin reddedilmesi durumunda itiraz etmelidir. Yaptığı itirazın da reddedilmesinin akabinde ise kişi Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunma yoluna gidecektir.
Anayasa Mahkemesi kararlarında; unutulma hakkının Anayasal dayanaklarına yer vererek devletin bireye geçmişte yaşadıklarının başkaları tarafından öğrenilmesi engellenerek “yeni bir sayfa açma” olanağı verme hususunda bir sorumluluğu olduğunu ortaya koymaktadır.
Unutulma Hakkı Anayasa Mahkemesi Kararı
İçeriğin Yayında Kaldığı Süre ve Toplum İlgisi Üzerine
Başvuru Numarası: 2014/16026 Karar Tarihi: 5/10/2017 G.Y. Başvurusu
“Başvuru tarihi itibarıyla söz konusu haber ve yazılardan ilkinin yayın tarihi olan 28/6/2010 tarihi üzerinden 4 yıl 3 ay, son yazının yayın tarihi olan 14/2/2014 tarihi üzerinden ise 7 aylık bir süre geçmiştir. Bu süreler ile hakkında haber yapılan kişinin kimliği de dikkate alındığında haberin güncelliğini ve kamuoyu ilgisini yitirdiği söylenemez. Bu bağlamda haberin konusu, içeriği ve ilk yayın tarihi üzerinden geçen süre gözönünde bulundurulduğunda toplumsal açıdan, haber ve yazıların arşivde kolaylıkla ulaşılabilir kılınması için gerekli haber ve bilgilendirme değerinin devam ettiği, bu bağlamda unutulma hakkı kapsamında değerlendirilmeyi zorunlu kılacak şartların oluşmadığı belirlenmiştir. Sonuç olarak ifade ve basın özgürlükleri ile birlikte halkın haber alma ve bilgiye ulaşma hakkı birlikte değerlendirildiğinde başvuru konusu olayda ifade ve basın özgürlükleri ile kişinin manevi bütünlüğünün korunması hakkı arasında adil bir dengenin kurulduğu, derece mahkemesinin takdir yetkisine müdahale etmeyi gerekli kılacak bir durumun bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.”
Unutulma Hakkı Yargıtay Kararları
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2023/30 E., 2023/2890 K.
Kişinin siyasetçi olması, olayın güncelliği ve süre yönünden
“Başvuruya konu haberlerin ilgilisi olan milletvekilinin topluma örnek nitelikte biri olduğu, yerel ve ulusal ölçekte tanınan bir kişiliği bulunduğu, haberlerin toplumun ilgisini çekebilecek niteliği gereği toplumsal açıdan haber değeri taşıdığı ve kamu yararına katkı sunduğu, kişilik haklarını ihlal etmediği, dolayısıyla basın özgürlüğü çerçevesinde kaldığı, haberlerin başvuru tarihi itibarı ile bir yıla yakın süre yayında kaldığı, ancak bu sürenin unutulma hakkı kapsamında kişilik haklarına aykırılık doğurması için uzun bir süre olmadığı, keza haberlerin yapıldığı tarihte güncel olduğu ve bugün de güncelliğini koruduğu, Mahkemece verilen erişimin engellenmesi talebinin reddine dair kararın yerinde olduğu, basın özgürlüğü ile kişilik hakkı arasında kurulması gereken dengenin ölçülü bir şekilde kurulduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.”
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2022/3571 E., 2024/416 K.
5 Yıl Süre Geçmesi ve Kamu Yararı
“Başvuruya konu haberlerin ilgilisi olan talep edenin akademisyen olarak topluma örnek nitelikte birisi olduğu, haberlerin toplumun ilgisini çekebilecek niteliği gereği toplumsal açıdan haber değeri taşıdığı ve kamu yararına katkı sunduğu, kişilik haklarını ihlal etmediği, dolayısıyla basın özgürlüğü çerçevesinde kaldığı, haberlerin başvuru tarihi itibarı ile beş yıla yakın süre yayında kaldığı, ancak bu sürenin unutulma hakkı kapsamında kişilik haklarına aykırılık doğurması için uzun bir süre olmadığı, keza haberlerin yapıldığı tarihte güncel olduğu ve bugün de güncelliğini koruduğu, Mahkemece verilen erişimin engellenmesi talebinin reddine dair kararın yerinde olduğu, basın özgürlüğü ile kişilik hakkı arasında kurulması gereken dengenin ölçülü bir şekilde kurulduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.”
Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/28149 E., 2020/13099 K.
Haberin Güncelliğini Yitirmesi
“Sulh Ceza Hakimliğince haberin yayında kaldığı süre, kamuoyuna mal olmamış başvuran hakkında 8 yıl önce yapılmış olan haberin güncelliğini yitirmesi dolayısıyla artık habere karşı kamu yararına katkısının ortadan kalktığı da gözetilerek erişimin engellenmesi talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, haberde kişilik haklarına aykırılık olmadığından bahisle talebin reddine karar verilmesinin, yapılan itirazın ise gerekçesiz şekilde reddedilmesinin hukuka aykırı olduğu anlaşılmakla…”