Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) Nedir?

İçindekiler
ToggleHükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB), ceza yargılamasında mahkemenin sanık hakkında bir mahkûmiyet hükmü verip bu hükmün açıklanmasını belli şartlarla ertelemesi anlamına gelir. Yani sanığın suçlu olduğu tespit edilir ve bir ceza belirlenir, ancak bu ceza hükmü açıklanmaz ve hukuki sonuç doğurmaz. Mahkeme, hükmü açıklamayı geri bırakarak sanığa bir ikinci şans tanımış olur. Bu süreçte sanık, bir denetim süresi boyunca yeniden suç işlemez ve bazı yükümlülüklere uyarsa, açıklanmayan hüküm ortadan kaldırılır ve dava düşer. Böylece kişi cezayı almadan hayatına devam edebilir.
HAGB kararı verildiğinde ortada sonuç doğuran bir mahkûmiyet olmadığından, kişinin medeni veya siyasi hakları kısıtlanmaz; örneğin oy kullanma, kamu görevine girme gibi hakları etkilenmez. Bu yönüyle HAGB, ceza hukuku müdahalesini geçici olarak askıya alarak suça karışmış bireyin hayatına olumsuz bir sabıka kaydı eklenmeden devam etmesini sağlar. Kısaca, gerekli şartları taşıyan kişilere uygulanan ve cezanın hukuki sonuçlarını şartlı olarak erteleyen bir kurumdur.
HAGB Şartları
Bir davada HAGB kararı verilebilmesi için Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) madde 231 belirli şartların bir arada gerçekleşmesini aramaktadır. Hakim, bu şartlar tamamlanmadan HAGB uygulayamaz
“Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;
- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
- Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,
- Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın; aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi, gerekir.”
Ceza Miktarı Sınırı: Mahkemenin belirlediği hapis cezası 2 yıl veya daha az ise ya da sadece adlî para cezası ise HAGB kararı verilebilir. Burada dikkat edilmesi gereken, suçun kanundaki cezası değil, mahkemenin fiilen hükmettiği cezanın süresidir.
Sanığın Geçmişi: Sanık daha önce kasıtlı bir suçtan kesinleşmiş mahkûmiyet almamış olmalıdır.
Yeniden Suç İşlemeyeceğine Dair Kanaat: Mahkeme, sanığın kişilik özelliklerini, duruşmadaki tutum ve davranışlarını göz önünde bulundurarak bir daha suç işlemeyeceğine dair olumlu bir kanaate varmalıdır. Hakim, sanığın pişman olup olmadığına, duruşmada hal ve hareketlerine bakarak sübjektif bir değerlendirme yapar. Örneğin sanığın sabıkasız oluşu, yargılama sürecindeki saygılı tutumu gibi etkenler, yeniden suç işlemeyeceği yönünde kanaat oluşturabilir.
Zararın Giderilmesi: Suç nedeniyle bir mağdur veya kamunun zararı oluşmuşsa, bu zarar tamamen giderilmiş olmalıdır. Zarar, aynen iade, eski hale getirme veya tazmin yoluyla karşılanabilir.
HAGB’nin Uygulama Alanları
Yukarıdaki koşulları taşıyan birçok suç tipi için HAGB uygulanabilir. Örneğin basit yaralama, basit hırsızlık, dolandırıcılık, hakaret, tehdit, mala zarar verme, uyuşturucu madde kullanma gibi suçlarda ceza düşük kaldığı takdirde HAGB kararı mümkündür.
Diğer yandan bazı suçlarda HAGB kararı verilemez. Bazı özel kanunlar HAGB uygulanmasını açıkça yasaklamıştır. Örneğin:
- Çek Kanunu’na göre karşılıksız çek suçu,
- İmar Kirliliğine neden olma suçu,
- Disiplin veya tazyik hapsi gerektiren fiiller (örneğin nafaka ödememe nedeniyle tazyik hapsi),
- Anayasa’nın 174. maddesindeki inkılap kanunlarını ihlal suçları,
Özetle, HAGB daha çok adli sicili temiz olan, işlediği suç çok ağır olmayan ve hakimin düzeltilebilir gördüğü sanıklar için uygulanan bir mekanizmadır. Bu şartlar sağlanıyorsa HAGB kararı verilebilir; aksi halde hüküm açıklanır ve normal usulde ceza infazı gündeme gelir.
HAGB Kararının Sonuçları Nelerdir?
Bir mahkeme sanık hakkında HAGB kararı verdiğinde, bu kararın hem sanık hem de adli süreç açısından çeşitli sonuçları vardır:
Mahkûmiyetin Geçici Olarak Askıya Alınması: HAGB verildiğinde sanık hakkında kurulmuş bir mahkumiyet hükmü olmasına rağmen bu hüküm açıklanmadığı için hukuki sonuç doğurmaz.
Denetim Süresine Tabi Olma: HAGB kararı ile birlikte kanunen bir denetim süresi başlar. Sanık bu süre boyunca kasti suç işlememeli ve mahkemenin yüklediği bazı yükümlülükler varsa onlara uygun davranmalıdır.
Cezanın Ortadan Kalkabilmesi: Eğer denetim süresi başarıyla tamamlanırsa, yani sanık bu süre zarfında bilerek yeni bir suç işlemez ve mahkemenin belirlediği yükümlülüklere uyarsa, açıklanmayan hüküm ortadan kaldırılır ve dava düşer.
Adli Sicil Kaydına Yansımama: HAGB kararı, normal bir mahkumiyet olmadığı için adli sicil kaydında yer almaz.
Hakların Korunması: HAGB sürecinde sanık, medeni haklarını kaybetmez. Örneğin HAGB kararı alan bir kişi, hükümlü olmadığından memnu hakların iadesine gerek kalmadan seçme-seçilme hakkını, çalışma hakkını kullanabilir; memuriyete engel bir durum ortaya çıkmaz.
HAGB Süresi ve Denetim Süreci
HAGB kararının verilmesiyle birlikte denetim süresi adı verilen bir süre işlemeye başlar. Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre bu süre 5 yıldır. 18 yaşından küçük sanıklar için denetim süresi 3 yıldır. (5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu m.23)
Denetim sürecinin özellikleri şunlardır:
Kasıtlı Suç İşlememe: Sanık, denetim süresi boyunca kasten yeni bir suç işlememelidir. Yeni bir kasıtlı suç işlerse HAGB’nin bozulması gündeme gelir.
Denetimli Serbestlik Yükümlülükleri: Mahkeme, denetim süresi içinde sanığa bazı yükümlülükler getirebilir. Kanuna göre, denetim süresi içinde bir yıldan fazla olmamak üzere sanığa uygun gördüğü takdirde denetimli serbestlik tedbirleri uygulayabilir. Bu yükümlülükler örneğin: meslek veya sanat edinme amacıyla eğitim programına katılma, belirli yerlere gitmeme veya bazı faaliyetleri yapmama gibi tedbirler olabilir.
Denetim Süresinin Tamamlanması: Eğer sanık denetim süresini tüm şartlara uyarak geçirirse, sürenin bitiminde mahkeme bir inceleme yapar. Şartların yerine getirildiği görülürse, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılır ve davanın düşmesine karar verilir.
HAGB Kararı Sonrasında Tekrar Suç İşlenmesi Durumu
HAGB’nin en kritik noktası, denetim süresi içinde sanığın yeniden suç işlememesidir. Peki, HAGB kararı almış bir kişi denetim süresi dolmadan kasıtlı bir suç işlerse ne olur? Bu durumda kanunun öngördüğü süreç şu şekildedir:
Önceki Hükmün Açıklanması: Sanık denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlerse veya HAGB kapsamındaki yükümlülükleri kasten ihlal ederse, mahkeme daha önce açıklanmasını geri bıraktığı mahkûmiyet hükmünü açıklar.
Yeni Suçun Mahkûmiyete Dönüşmesi: HAGB’nin bozulabilmesi için, denetim süresindeki ikinci suçun mahkemece mahkûmiyetle sonuçlanması ve kesinleşmesi gerekir.
İkinci Suça HAGB Uygulanamaması: Denetim süresi içinde suç işlenmesi halinde, kişi hakkında tekrar HAGB kararı verilmez.
HAGB’nin Bozulmasının Sonuçları: HAGB kararı bozulup hüküm açıklandığında, sanık hakkında artık kesinleşmiş bir mahkûmiyet vardır. Bu mahkûmiyet adli sicil kaydına normal şekilde işlenir ve infaz süreci başlar. Sanığın ertelenen cezası ne ise onu çekmesi gerekir.
HAGB Kararına İtiraz ve İptal Süreci
HAGB kararına itiraz konusu, hem sanığın hem de katılan/vatandaşın hak arama yolları açısından önemlidir. 2024 yılında yapılan değişiklikle, HAGB kararlarına karşı istinaf yoluna başvurmak mümkün hale geldi. CMK Madde 231/12 hükmüne göre:
“272 nci maddenin üçüncü fıkrası hükümleri saklı kalmak üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi tarafından verilen kararlar hakkında 286 ncı madde hükümleri uygulanır. 272 nci maddenin üçüncü fıkrası hükümleri saklı kalmak üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ilk derece mahkemesi sıfatıyla bölge adliye mahkemesi veya Yargıtay tarafından verilmesi hâlinde temyiz yoluna gidilebilir. İstinaf ve temyiz yolunda karar ve hüküm, usul ve esasa ilişkin hukuka aykırılıklar yönünden incelenir.”
Bu kanun maddesi uyarınca istinafa yönelik şartlara ise aynı kanunun 272 ve 273. Maddelerinde yer verilmiştir. Buna göre;
Hapis cezasından çevrilen adlî para cezaları hariç olmak üzere, sonuç olarak belirlenen onbeşbin Türk Lirası dâhil adlî para cezasına mahkûmiyet hükümlerine karşı istinaf yoluna başvurulamaz.
İstinaf talebinin hükmün gerekçesiyle birlikte tebliğinden itibaren iki hafta içinde hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt kâtibine bir beyanda bulunulması şeklinde yapılması gerekmektedir.
Temyize ilişkin düzenlemelerin yapıldığı 286. madde uyarınca her karar için temyiz yoluna gidilememektedir. Buna göre;
Beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adlî para cezalarına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları,
İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezalarını artırmayan bölge adliye mahkemesi kararları,
Hapis cezasından çevrilen seçenek yaptırımlara ilişkin kararlar,
Kanunda üst sınırı iki yıla kadar (iki yıl dâhil) hapis cezasını gerektiren suçlar ve bunlara bağlı adlî para cezalarına ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararları,
Adlî para cezasını gerektiren suçlara ilişkin kararlarda,
Sadece eşya veya kazanç müsaderesine veya bunlara yer olmadığına ilişkin kararlarda,
On yıl veya daha az hapis cezasını veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda verilen beraat kararlarında,
Davanın düşmesine, ceza verilmesine yer olmadığına, güvenlik tedbirine ilişkin kararlarda temyiz yoluna gidilemeyeceği düzenlenmiştir.
Özetlemek gerekirse: HAGB kararları denetime tabidir. HAGB uygulandığı takdirde hukuka uygunluk denetimi istinaf yolu ile mümkündür. Denetim süresi sonunda HAGB’nin iptali söz konusu olursa, açıklanan hüküm için yine itiraz/istinaf süreçleri işler. Bu nedenle HAGB, sanığa yargı yolunu tamamen kapatan bir kurum değildir; yalnızca geciktiren ve şartlara bağlayan bir kurumdur.
HAGB Kararının Sicile Etkisi ve Silinmesi
Adli sicil kaydı (sabıka kaydı), kişilerin işlemiş oldukları suçlardan aldıkları kesinleşmiş mahkûmiyet kararlarının tutulduğu resmi kayıtlardır. HAGB kararı ise bir mahkûmiyet hükmü kesinleşmediği için adli sicil kaydının özel bir durumunu teşkil eder. Bu konudaki temel bilgiler şunlardır:
Sabıka Kaydında Görünmez: HAGB kararı, adli sicil kaydına işlenmez. E-devlet üzerinden alınan adli sicil belgesinde veya adliyeden alınan resmi sabıka kaydında, HAGB’ye ilişkin herhangi bir bilgi bulunmaz.
Ayrı Sisteme Kayıt: HAGB kararları, tamamen silinmiş de sayılmaz. Kanun, bu kararların “bunlara mahsus bir sisteme” kaydedileceğini belirtir. Madde 231/13 uyarınca:
“Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından istenmesi hâlinde, bu maddede belirtilen amaç için kullanılabilir.”
Özetle, HAGB kararının adli sicile etkisi minimum düzeydedir. Kişi hakkında mahkûmiyet kaydı oluşmaz; kayıtlar devletin kontrolündeki gizli bir sistemde tutulur. Denetim süresi bittiğinde ve dava düştüğünde, kişi temiz bir sayfa ile hayatına devam eder. HAGB kayıtlarının silinmesi konusunda genelde ekstra bir işleme gerek kalmaz, çünkü bu kayıtlar zaten kamuya kapalıdır ve zamanla hukuki anlamda önemini yitirir.
S.S.S. (Sıkça Sorulan Sorular)
Soru 1: HAGB kararı sabıka kaydında görünür mü?
Cevap: Hayır, HAGB kararı adli sicil kaydına işlenmez. HAGB kayıtları adli sicilin normal sorgularında çıkmaz, ayrı bir gizli sistemde tutulur.
Soru 2: HAGB aldıktan sonra denetim süresinde suç işlersem ne olur?
Cevap: Denetim süresinde kasten yeni bir suç işlerseniz, ertelenmiş hüküm açıklanır ve o cezayı infaz etmek zorunda kalırsınız. Ayrıca işlediğiniz yeni suç için de ayrı bir mahkûmiyet alırsınız ve o suç için HAGB uygulanamaz
Soru 3: HAGB kararı almış biri memur olabilir mi?
Cevap: Evet, HAGB kararı sizi memuriyetten hukuken men etmez. Çünkü HAGB’de mahkûmiyet hükmü açıklanmadığından adli sicil kaydınızda sabıka görünmez ve “mahkum olmamak” şartını taşıyor sayılırsınız.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) Yargıtay Kararları
(Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2024/7711 E., 2024/8457 K.)
HAGB Kanun Yararına Bozma
“Alanya 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, 27.02.2020 tarihli ve 2020/76 Esas, 2020/262 Karar sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararının 01.07.2020 tarihinde kesinleşmesinden itibaren sanık hakkında 5 yıllık denetim süresi başlamıştır. Sanık 18.10.2022 tarihinde inceleme konusu suçu işlemiştir. 5271 sayılı Kanun’un 231. maddesinin sekizinci fıkrasının ilgili bölümünde yer alan “Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez” şeklindeki düzenleme uyarınca inceleme konusu kasten yaralama suçu yönünden sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi imkânı bulunmadığından sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
Bununla birlikte, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11.03.2014 tarihli ve 2014/14-103 Esas, 2014/128 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere; kurulan hükmün sanık hakkında hukuksal bir sonuç doğurmamasını ifade eden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı davayı sonuçlandıran ve uyuşmazlığı çözen bir hüküm değildir. Bunun sonucu olarak, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar 5271 sayılı Kanun’un 223/1. maddesinde sayılan hükümlerden olmadığından, bu tür kararların kanun yararına bozulması durumunda yargılamanın tekrarlanması yasağına ilişkin kurallar uygulanamayacağı gibi davanın esasını çözen bir karar bulunmadığı için verilecek hüküm veya kararlarda lehe ve aleyhe sonuçtan da söz edilemeyeceği gözetilmelidir.”
(Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2018/4524 E., 2018/8598 K.)
HAGB Sanığın Rızası
“Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının hukuki sonuçlarının sanıklara açıkça anlatılması ve sanıkların da bilinçli bir şekilde beyanda bulunmaları gerekir. Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz ilkesi, ceza kanunları için geçerli olup ceza muhakemesi kanununu kapsamaz. Duruşmanın üç ilkesinden birisi olan şifahilik ilkesi gereğince sanığa hak ve yükümlülüklerinin sözlü olarak anlatılması zorunludur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, mahkemece sanığın duruşmaya davet edilmesiyle hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesini kabul edip etmediği sorulup, sonucuna göre hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, sanığa bu husus sorulmadan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla…”
(Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2024/3712 E., 2024/9410 K.)
HAGB Şartları
“5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinde
düzenlenen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanabilmesi için ise öncelikle,
– Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünde, hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasından ibaret olması,
– Suçun CMK’nın 231. maddesinin 14. fıkrasında yazılı suçlardan olmaması,
– Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
– Sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına itirazının olmaması,
– Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesine ilişkin koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
Anılan bu objektif koşulların gerçekleşmesi ile birlikte ayrıca “Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılmasına” ilişkin takdire dayalı subjektif koşulun da gerçekleşmesi halinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanması olanağı bulunmaktadır.”
Bu Yazılara da Göz Atın:
Detaylı Bilgi ve Hukuki Destek İçin Bize Ulaşın