Pınarbaşı Hukuk & Danışmanlık - Güvenilir Profesyonel Hizmet

Reddi Miras(Mirasın Reddi) 2025

Blog20 Şubat 2025
Reddi Miras(Mirasın Reddi) 2025

Reddi Miras( Mirasın Reddi)

Reddi miras, bir kişinin, kendisine intikal eden mirası kabul etmek yerine, mirası reddetme kararını almasıdır. Türk Medeni Kanunu’na göre, miras, bir kişinin ölümüyle mirasçılarına geçer. Bu durumda, mirası reddetme hakkı vardır ve bu hak, çeşitli hukuki prosedürlere tabidir. Bu yazıda, reddi miras süreci, kanun maddeleri, gerçek ve hükmen reddi miras farkları gibi konulara detaylı bir şekilde değineceğiz.

Reddi Miras Nedir?

Reddi miras, bir mirasçının, kendisine intikal eden mirası kabul etmeyip, hukuki olarak reddetmesi işlemidir. Bu, mirasçının kişisel olarak ya da hukuki temsilcisi aracılığıyla yapılan bir işlemdir. Özellikle ölen kişinin borçlarının fazla olduğu durumlarda bu borçları yüklenmek istemeyen mirasçılar tarafından başvurulan bir durumdur. Bu duruma ilişkin TMK Madde 605/1, mirasın gerçek reddinin yolunu açmıştır;

Madde 605-Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler.

Ölüm durumunda ölen kişinin borçları ve hakları mirasçılarına intikal edecektir. Bu durumdan kurtulmak isteyen mirasçıya, kanun mirasın reddi şansı tanımaktadır.

Reddi Miras Süresi

Mirası reddetmek isteyen mirasçıların 3 aylık süresi bulunmaktadır. Bu süre yasal mirasçılar için ölümün öğrenildiği tarihten itibaren başlarken vasiyetname ile atanmış mirasçılar için vefat eden kişinin tasarrufunun kendilerine bildirildiği tarihten işlemeye başlar. TMK Madde 606 düzenlemesi bunu ifade etmektedir;

“Madde 606Miras, üç ay içinde reddolunabilir.

Bu süre, yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri ispat edilmedikçe mirasbırakanın ölümünü öğrendikleri; vasiyetname ile atanmış mirasçılar için mirasbırakanın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten işlemeye başlar.”

Belirtilen 3 aylık süre hak düşürücü olup, bu süre içerisinde mirasın reddi işlemini gerçekleştirmeyen mirasçılar, mirası reddetme hakkını kaybedecektir. TMK Madde 610/1 ifadesine göre;

“Madde 610- Yasal süre içinde mirası reddetmeyen mirasçı, mirası kayıtsız şartsız kazanmış olur.”

Reddi Miras Nasıl Yapılır? Reddi Miras Şartları

TMK Madde 604 mirasın reddinin şekil şartlarını belirlemiştir;

Mirasın reddi Sulh Hukuk Mahkemesine sözlü veya yazılı beyan ile yapılır,

Mirasın reddi kayıtsız ve şartsız olmalıdır.

Sulh Hukuk Mahkemesi, mirasın reddi hususunda yetkili olup, noterden veya başka bir mahkemeden mirasın reddinin onaylanmasını beklemek hak kaybına sebebiyet verebilecektir.

Reddi miras yoluna gidilebilmesi için mirasbırakanın vefat etmiş olması gereklidir. Vefat gerçekleşmeden miras reddedilemeyecektir.

Reddi mirasa başvuracak olan mirasçının fiil ehliyetine sahip olması da gerekmektedir.

Gerçek Reddi Miras

Yukarıda bilgilerini verdiğimiz mirasın reddi türü gerçek reddi miras olarak adlandırılır. TMK Madde 605 düzenlemesi gerçek reddi mirastan bahsetmektedir. Buna göre gerçek reddi miras için mirasçının kendi beyanı ile Sulh Hukuk Mahkemesine 3 ay içerisinde başvurması durumunda gerçek reddi miras gerçekleşecektir. Burada önemli olan hususun, kişinin iradesiyle mirası reddetmesi olarak düşünebiliriz.

Hükmen Reddi Miras

Hükmen reddi miras düzenlemesi TMK Madde 605/2 ile yapılmıştır. Buna göre;

Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.”

Hükmen reddi mirasta, mirasçıların herhangi bir şekilde mahkemeye başvurma, 3 aylık süreye uyma, kendi iradesini kullanma gibi şartlar aranmamıştır. Hükmen reddi miras yoluna gidilmesi için vefat eden mirasbırakanın ödeme güçsüzlüğü içerisinde olması ve bunun resmi olarak tespit edilmiş olması yeterli görülmüştür. Ödeme güçsüzlüğü veya mirasbırakanın iflas ettiği gibi durumlar çevresi tarafından biliniyorsa, resmi tespitle kesinleştirilerek mirasın hükmen reddi kararı verilecektir.

Bu durumda mirasbırakanın alacakları terekeye başvursa da mirasçılar hükmen reddedildiğine dair itirazda bulunabilecektir.

Mirasın Reddi Ne Zaman Yapılır?

Mirasın reddi için ölümün gerçekleşmiş olması gereklidir. Mirası reddetmek isteyen mirasçı, 3 ay içerisinde mirasın reddi yoluna gidecektir.

Mirasın reddi için ancak ölümden sonra başvuru yapılabilecektir. Mirasbırakan hayatta iken miras reddedilemeyecektir. Ancak mirasbırakan hayattayken feragat sözleşmesi yoluyla mirastan vazgeçmek mümkün olacaktır.

Mirasın Reddi Süre Uzaması

TMK Madde 615 uyarınca önemli hallerin varlığı halinde mirası reddetme süresi uzatılabilir;

Madde 615- Önemli sebeplerin varlığı hâlinde sulh hâkimi, yasal ve atanmış mirasçılara tanınmış olan ret süresini uzatabilir veya yeni bir süre tanıyabilir.”

Mirasın Reddi Hukuki Sonuçlar

Reddi miras sonucu oluşabilecek hukuki durumlar yine Türk Medeni Kanun hükümleriyle düzenlenmiştir:

TMK Madde 611-Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi, hak sahiplerine geçer.

Mirası reddeden atanmış mirasçının payı, mirasbırakanın ölüme bağlı tasarrufundan arzusunun başka türlü olduğu anlaşılmadıkça, mirasbırakanın en yakın yasal mirasçılarına kalır.”

En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından miras reddedilirse sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre miras tasfiye edilecektir. (TMK Madde 612)

Altsoyun tamamı tarafından mirasın reddedilmesi halinde ise onların payı da sağ kalan eşe geçecektir.

Reddi Mirasın İptali Davası

TMK Madde 617 hükümleri uyarınca mirasçıların alacaklılarının korunması için düzenleme yapılarak reddi mirasın iptali için dava açılması imkanı sunulmuştur. Bunun şartları yine aynı maddede sayılmıştır;

Mirasçının malvarlığı, borcunu karşılamaya yetmemelidir,

Mirasçının alacaklılarına zarar verme kastı taşıması,

Mirasçı tarafından alacaklılarına veya iflas idaresine yeterli miktarda teminat verilmemesi durumunda dava yoluna gidilebilecektir.

Dava yoluna gitmek için mirasın reddi tarihinden itibaren 6 aylık hak düşürücü süre bulunmaktadır.

Ölen kişinin alacaklılarının haklarının korunması için ise TMK Madde 618 düzenlemesi getirilmiştir. Buna göre hükmen mirasın reddi halinde yani mirasbırakanın ödemeden aciz halde vefat etmesi durumunda; mirasçılar, mirasbırakan kişinin “ölümünden önceki beş yıl içinde ondan almış oldukları ve mirasın paylaşılmasında geri vermekle yükümlü olacakları değer ölçüsünde sorumlu olurlar.”

Reddi Miras Avukat Desteği

Belirtildiği üzere reddi miras konusu, şartları ve hak düşürücü süreleri ile titizlikle yönetilmesi gereken bir süreçtir. Sizler de hiçbir hataya mahal vermeden sorunsuz bir reddi miras süreci yönetmek isterseniz miras avukatı ile çalışabilirsiniz. Gerek gerçek mirasın reddi gerek hükmen mirasın reddi ve mirasın reddinin iptali gibi davalarda hukuki danışmanlık almak, süreci daha stressiz geçirmenizi sağlayabilecektir.

Reddi Miras Yargıtay Kararları

(Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/3402 E., 2016/3739 K.)

4721 sayılı TMK’nın 609. maddesinde “Mirasın reddi, mirasçılar tarafından sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla yapılır. Reddin kayıtsız ve şartsız olması gerekir. Sulh hâkimi, sözlü veya yazılı ret beyanını bir tutanakla tespit eder. Süresi içinde yapılmış olan ret beyanı, mirasın açıldığı yerin sulh mahkemesince özel kütüğüne yazılır ve reddeden mirasçı isterse kendisine reddi gösteren bir belge verilir. Tutanağın ve kütüğün nasıl tutulacağı tüzükle düzenlenir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu yasal düzenlemeye göre mirasın reddi istemi, mirasın açıldığı yerin sulh hukuk mahkemesinde mirasçı tarafından sözlü veya yazılı beyanla yapılabilir. Buradaki yetki kesin olup, miras bırakanın son yerleşim yerindeki sulh hukuk mahkemesi görevli ve yetkili mahkemedir (TMK m. 609 – Y.2.HD’nin 2009/129191 E., 2009/17413 K.).

(Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/14273 E., 2020/3858 K.)

Somut olayda, dava dilekçesi içeriğinden davacıların talebinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 605/1. maddesi uyarınca hasımsız olarak açılan mirasın gerçek reddine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Mirasın gerçek reddinde, mirasçıların, mirası kayıtsız şartsız reddettiğine ilişkin sözlü veya yazılı beyanı yeterli olup, davacılar herhangi bir alacaklıya husumet yöneltmeden mirası kayıtsız şartsız hak düşürücü süre içinde reddetmişlerdir. Terekenin borca batık olduğunu belirtmek mirasın hükmen reddi istemi olarak anlaşılamaz. Mahkemece, işin esasına girilerek inceleme araştırma yapılıp, bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir

(Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/5695 E., 2016/8450 K.)

Dava, terekenin borca batık olduğunun tespiti hukuksal nedenine dayalı olarak TMK’nın 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi davasıdır. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır. (TMK. md. 605/2) Mirasçılar Türk Medeni Kanunu’nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zimnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanunu’nun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Ayrıca TMK’nın velayet, vesayet ve miras hükümlerinin uygulanmasına ilişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması zorunludur.
Dairemizin 21.01.2016 tarihli kararı ile davacılar vekilinin vekaletnamesinde mirasın reddi yetkisi bulunmadığından bu yetkiyi içeren özel vekaletnamenin temin edilerek Dairemize gönderilmesi için temyize konu dosyanın mahalline iade edildiği, mahalline iade kararı üzerine mahkemece, davacılar vekiline mirasın reddi yetkisinin bulunduğu vekaletnameyi verilen sürede ibraz etmesi için usulüne uygun şekilde açıklamalı davetiye tebliğ edildiği, ancak davacılar vekili tarafından mirasın reddi yetkisini içeren vekaletnamenin ibraz edilmediği anlaşılmıştır.
Davacılar vekilinin vekaletnamesinde mirasın reddine ilişkin özel yetki bulunmadığı halde yargılama yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş bu sebeple hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

(Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/2275 E., 2015/8020 K.)

Somut uyuşmazlıkta, davacı alacaklı olduğu davalının mirası reddetmesi nedeniyle TMK’nın 617. maddesine dayanarak mirasın reddinin iptalini istemiştir. Mirası reddeden vekilin vekaletnamesinde özel yetki bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Mirasın reddinin iptalinin hangi hallerde yapılacağı TMK’nın 617 ve 610/2 maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddeler uyarınca mirasın reddinin iptali nedenleri arasında, mirası reddeden vekilin vekaletnamesinde özel yetkinin bulunup bulunmadığı sayılmamıştır. Davacı TMK’nın 617. maddesine dayanarak istemde bulunduğundan davalının kötüniyetinden söz edebilmek için malvarlığının borcunu karşılamaya yetmediğinin sabit olması gerekir. Bu nedenle, davacı tarafından borçlu mirasçı hakkında Eşme İcra Dairesinin 2012/340 sayılı dosyasında yürütülen takip nedeniyle “aciz vesikası” alınmamış olduğuna göre mahkemece, davalının şahsi malvarlığının ret tarihindeki değeri tespit edilip, bu malvarlığının borcunu karşılamaya yeterli olup olmadığının usulünce araştırılıp saptanması; yeterli ise talebin reddi, yeterli olmaması halinde ise davalı da yeterli güvence göstermediği takdirde reddin iptaline karar verilmesi gerekir.

Bu Yazıya da Göz Atın: Veraset İlamı Nedir?

Related Posts

Post your Comment

Son yorumlar

Görüntülenecek bir yorum yok.

Kategoriler

Site Haritası