Pınarbaşı Hukuk & Danışmanlık - Güvenilir Profesyonel Hizmet

Trafik Kazası Tazminat: Trafik Kazalarında Tazminat Talepleri

Blog27 Şubat 2025
Trafik Kazası Tazminat: Trafik Kazalarında Tazminat Talepleri

Trafik Kazası Tazminatı Nasıl Alınır? | 2025 Rehberi

Trafik kazası sonucu yaralanma ve vefat durumlarında mağdurların çeşitli hukuki hakları ve tazminat talepleri bulunmaktadır. Bu tür kazalarda hem maddi hem manevi zararlar söz konusu olabilir ve Türk hukuku, yaralanan kişilere veya vefat edenin yakınlarına uğradıkları zararların tazmini için geniş haklar tanımaktadır. Aşağıda, trafik kazalarında haklar, trafik kazası tazminat davası, hesaplama yöntemleri ve yasal süreçler başlıklar halinde açıklanmaktadır.

Trafik Kazası Yaralanma Durumunda Hukuki Haklar

Bir trafik kazasında yaralanan kişi, öncelikle sağlık hizmeti alma ve kazanın resmi kayıtlara geçirilmesini sağlama hakkına sahiptir. Yaralanma meydana geldiğinde polis veya jandarma olay yerinde tutanak tutar ve kazanın nasıl gerçekleştiğini kayda alır. Yaralanan kişi, adli muayene raporu alarak yaralanmalarını belgelendirmelidir​. Bu rapor, hem cezai hem de hukuki süreçte delil olarak önem taşır. 

Yaralanmalı kazalarda şikâyet hakkı da önemli bir hukuki haktır. Yaralanan kişi, kazaya sebebiyet veren sürücü hakkında taksirle yaralama suçu nedeniyle şikâyette bulunabilir. Türk Ceza Kanunu’na göre taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olan sürücü, 3 aydan 1 yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılabilir (TCK m.89). Cezai süreç, failin sorumluluğunu belirlerken, mağdur açısından da adaletin sağlanması ve ileride tazminat taleplerine zemin oluşturması bakımından önemlidir.

Yaralanan kişinin hukuki haklarından biri de tazminat talep etme hakkıdır. Trafik kazası bir haksız fiil niteliğinde olduğundan (Türk Borçlar Kanunu m.49), kusurlu taraftan maddi ve manevi tazminat isteme hakkı doğar​.

TBK MADDE 49-Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”

Bu kapsamda yaralanan kişi, maruz kaldığı bedensel zararlar, tedavi giderleri ve kazanç kayıpları için maddi tazminat; çektiği acı ve ızdırap için manevi tazminat talep edebilir.

Yaralanmalı trafik kazalarında hukuki sorumlular, yalnızca kazaya doğrudan neden olan sürücü değildir. Kazada kusuru bulunan;

  • Aracın sürücüsü,
  • Araç sahibi/işleteni,
  • aracın zorunlu trafik sigortasını yapan sigorta şirketi de kanunen tazminattan sorumlu tutulabilir​.

Yaralanmalı Trafik Kazalarında Maddi ve Manevi Tazminat Talepleri

Yaralanmalı bir trafik kazasında mağdur, maddi tazminat kapsamında çeşitli kalemler talep edebilir. Türk Borçlar Kanunu m.54 uyarınca bedensel zarar durumunda talep edilebilecek maddi tazminat kalemleri şu şekilde açıklanmıştır:

TBK MADDE 54- Bedensel zararlar özellikle şunlardır: 1. Tedavi giderleri. 2. Kazanç kaybı. 3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar. ​

Tedavi giderleri: Kazanın yol açtığı hastane, ameliyat, ilaç, rehabilitasyon gibi tüm tedavi masrafları talep edilebilir. Yaralanmalı trafik kazası sonucunda oluşan ameliyat, yoğun bakım, tıbbi cihaz ve ilaç masrafları gibi giderler kazaya neden olan kusurlu kişilerden, aracın sahibinden ve sigorta şirketinden istenebilir​.

Kazanç kaybı: Yaralanma nedeniyle çalışamayan kişinin, iyileşme süresince veya geçici iş göremezlik döneminde kaybettiği gelirleri talep edilebilir​. Örneğin kazadan sonra işine bir süre devam edemeyen mağdur, o dönemde alamadığı maaş veya ücretleri kusurlu taraftan isteyebilir​.

Çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar: Eğer yaralanma mağdurda kalıcı bir sakatlık veya maluliyet bıraktıysa, kişinin çalışma ve kazanma gücünde meydana gelen azalma nedeniyle ileride uğrayacağı gelir kaybı tazminat kapsamında talep edilir​.  Kalıcı iş göremezlik oranı, adli tıp kurumu veya ilgili sağlık kurulu raporlarıyla belirlenir ve bu orana göre kişinin gelecekteki kazanç kaybı hesaplanır​. Aynı şekilde geçici iş göremezlik söz konusu ise, iyileşme sürecinde bir başkasının bakımına ihtiyaç duymanın getirdiği masraflar dahi talep edilebilir.

Ekonomik geleceğin sarsılması: Kazanın mağdurun kariyer ve ileriki yaşamındaki olumsuz etkileri de maddi tazminata konu olabilir​. Örneğin, yaralanma nedeniyle terfi imkânını kaybetmek veya mesleki değişiklik zorunda kalmak gibi durumlar, ekonomik geleceğin sarsılması kapsamında değerlendirilebilir.

Yaralanmalı kazalarda manevi tazminat talebi de önemli bir haktır. Mağdur, trafik kazası nedeniyle yaşadığı acı, keder, ızdırap ve psikolojik sarsıntı için manevi tazminat isteyebilir. Manevi tazminat miktarını hakim, olayın özelliklerine, mağdurun çektiği manevi ızdırabın derecesine ve tarafların ekonomik durumuna göre takdir eder​.

Burada amaç, uğranılan manevi zararı bir nebze de olsa hafifletmek olup, tazminat bir zenginleşme aracı olmamalıdır. Yargıtay içtihatlarına göre de manevi tazminat belirlenirken güncel emsal kararlar ışığında hakkaniyete uygun bir miktar tespit edilmelidir​.

Maddi ve Manevi Tazminat Davası Açma Hakkı Kimlere Ait?

Maddi ve manevi tazminat taleplerinde kimlerin dava açabileceği konusu da önemlidir. Yaralanmalı bir kazada maddi ve manevi tazminat davasını, bizzat yaralanan kişi açabilir. Mağdurun yakınları, maddi tazminat talep edemez; çünkü tedavi gideri, kazanç kaybı gibi zararlar doğrudan mağdurun kendi zararlarıdır​.

Ancak yakınların da manevi tazminat isteme hakkı, Yargıtay uygulamasında belli koşullarda tanınmıştır. Eğer yaralanma çok ağır ise veya mağdur uzuv kaybı gibi ciddi bir durum yaşadıysa, mağdurun yakınları (örneğin anne, baba, eş) kendi yaşadıkları üzüntü nedeniyle manevi tazminat talep edebilirler. Bunun dışındaki hafif yaralanmalarda ise mağdurun yakınları manevi tazminat isteğinde bulunamaz. Bu yaklaşım, Yargıtay’ın ağır bedensel zararlarda aile bireylerinin de manevi zarar yaşayabileceğini kabul eden kararlarına dayanmaktadır​

Eğer trafik kazası ölümle sonuçlanmışsa, yaralanma değil ölüm söz konusu olduğu için mağdurun yakınları farklı tazminat kalemleri talep edebilir. Bu durumda destekten yoksun kalma tazminatı devreye girer (aşağıda ayrıca ele alınmıştır). Ayrıca ölenin cenaze masrafları, ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ve yakınlarının manevi tazminat talepleri gündeme gelir​. Ölen kişinin ailesi, yaşadıkları elem ve ızdırap için manevi tazminat isteyebilir​.

Trafik Kazası Tazminat Hesaplama

Trafik kazası tazminatının hesaplanması, maddi ve manevi tazminat için farklı usullere dayanır. Maddi tazminat hesaplanırken daha çok somut ve hesaplanabilir verilere dayanılır; manevi tazminat ise takdiri olup hakkaniyet esaslarıyla belirlenir.

Maddi tazminatın miktarını doğrudan doğruya mağdurun uğradığı ekonomik zararlar ve tarafların kusur oranları belirler. Manevi tazminatta ise kazanın oluş şekli, tarafların kusuru, mağdurun çektiği acının büyüklüğü gibi unsurlar değerlendirilir; hakim TMK m.4’teki hakkaniyet (nesafet) ilkesine göre uygun bir miktar takdir eder​.

Maddi tazminat hesaplamasında genellikle uzman bilirkişiler (aktüerler) tarafından aktüeryal yöntemler kullanılır. Özellikle kalıcı sakatlık veya ölüm halinde mağdurun (veya hak sahibinin) yaşı, gelir durumu, çalışma süresi, maluliyet oranı gibi veriler dikkate alınır.

Mağdurun aktif çalışma çağı 65 yaşına kadar, pasif çalışma dönemi 65-72 yaş arası kabul edilir.

Örnek hesaplama yapılacak olursa 25 yaşındaki bir kişinin kaza öncesi aylık geliri 20.000 TL ise ve %50 iş gücü kaybına uğrayan ve %30 kusurlu olduğu durumda;

25 yaşındaki kişi için yaklaşık 40 yıl aktif ve 7 yıl pasif çalışma süresi öngörülmüştür​.

Mağdurun aylık gelir kaybı, gelirin kusur oranına isabet eden kısmı çıkarıldıktan sonra maluliyet oranının uygulanmasıyla bulunur. Yukarıdaki verilerle:

20.000 TL aylık kazanç × (1 – %30 kusur) × %50 maluliyet = 7000 TL aylık gelir kaybı hesaplanır. Bu, yıllık yaklaşık 84.000 TL kayba tekabül eder.

Yıllık kayıp tutarı, mağdurun kalan çalışma yıllarıyla çarpılır. 84.000 TL × 37 yıl = 3.948.000 TL toplam brüt kayıp olarak bulunur.

Hesaplanan bu miktardan, iskonto yapılır. Mahkemeler, tazminat peşin ödendiği için genelde %25 civarı bir iskonto uygulayabilir​. Bu indirimle birlikte, örnek olayda net maddi tazminat tutarı yaklaşık 2.961.000 TL civarında çıkacaktır.

Elbette her olayın hesaplaması, mağdurun somut durumuna göre değişir. Ayrıca mağdur, kaza nedeniyle başka kaynaklardan gelir elde ediyorsa (örneğin bir iş kazası ise ve SGK sürekli iş göremezlik geliri bağlıyorsa), bu gelirlerin peşin sermaye değeri tazminattan düşülebilir.

Manevi tazminatın hesaplanması ise maddi tazminattan farklı olarak matematiksel bir formüle bağlı değildir. Hakim, yukarıda belirtildiği gibi tarafların ekonomik ve sosyal durumlarını, kazanın ağırlığını, kusur oranlarını ve mağdurun maruz kaldığı manevi yıkımı göz önünde tutarak hakkaniyete uygun bir miktar belirler​. Yargıtay kararları, manevi tazminatın olayın özelliklerine göre makul ve dengeli olması gerektiğini vurgular. Örneğin, mağdurun genç yaşı, sakatlık derecesi, kusursuz olması gibi hususlar manevi tazminatı artırıcı rol oynayabilirken; mağdurun kısmen kusurlu olması manevi tazminat miktarını azaltıcı bir unsur olarak dikkate alınabilir​.

Son yıllarda aktüeryal hesaplarda güncel veriler kullanılması yönünde yargısal bir gelişme de olmuştur. Yargıtay, geçmişte kullanılan 1931 tarihli PMF yaşam tabloları yerine, Türkiye’ye özgü güncel verileri içeren TRH 2010 yaşam tablosu ile ömür boyu gelir hesaplanmasını uygun görmektedir​.

Tazminat hesapları yapılırken güncel yaşam tabloları ve enflasyon, faiz gibi ekonomik parametreler dikkate alınmakta; böylece mağdurların gerçek zararı üzerinden daha adil bir tazminat tutarı belirlenmektedir​.

Destekten Yoksun Kalma Tazminatı

Destekten yoksun kalma tazminatı, trafik kazası ölümle neticelendiğinde gündeme gelen bir tazminat türüdür. Yaralanmalı kazalarda değil, kazazedenin vefatı durumunda, ölen kişinin sağlığında maddi destek sağladığı kişiler, bu destekten mahrum kalmaları nedeniyle tazminat talep edebilirler. Türk Borçlar Kanunu m.53’e göre, haksız fiil sonucu ölüm halinde ölenin desteğinden yoksun kalanların zararları tazmin edilir​. Destekten yoksun kalma tazminatını talep edebilecek kişiler, ölenin yakınları başta olmak üzere, fiilen destek gören herkestir.

Ölenin eşi ve çocukları (evli ise) ya da anne babası (bekâr ise) otomatik olarak destek sayılır ve bu kişiler, destek aldıklarını ayrıca ispat etmek zorunda değildir. Bunun dışında, ölenin nişanlısı, kardeşi, büyükanne-büyükbabası gibi yakınları veya ölen hayattayken onun maddi desteğine fiilen muhtaç olan herhangi bir kişi de (örneğin ölenin bakmakla yükümlü olmadığı fakat düzenli yardım ettiği biri) destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilir. Ancak bu saydığımız yakın aile dışındaki kişilerin, gerçekten bir destek ilişkisi olduğunu ispatlamaları gerekmektedir.

Destekten yoksun kalma tazminatı yanında, ölenin defin (cenaze) masrafları ve ölüm gerçekleşene kadar yapılan tedavi giderleri de ayrı kalemler olarak talep edilebilir. Destekten yoksun kalmaya ilişkin web sitemizde yer alan Destekten Yoksun Kalma Tazminatı hakkında yazımızı da okuyabilirsiniz.

Trafik Kazasında Sigorta Şirketine Karşı Dava Açma Süreci

Yaralanmalı trafik kazaları sonrasında tazminat talebi, genellikle kusurlu aracın zorunlu mali sorumluluk sigortası (trafik sigortası) kapsamında karşılanır. Karayolları Trafik Kanunu m.91 uyarınca, motorlu aracın zorunlu trafik sigortacısı, poliçede belirlenen limitler dâhilinde kazada işletenin hukuki sorumluluğundan doğan zararları ödemekle yükümlüdür.

Bu kapsamda, yaralanan kişi veya ölenin yakınları, tazminat taleplerini doğrudan sigorta şirketine yöneltebilirler. Sigorta şirketine karşı talepte bulunma ve dava açma süreci şu şekildedir:

Sigorta şirketine başvuru: Öncelikle, zarar gören kişi (yaralanan veya ölenin hak sahipleri), kazada kusurlu aracın sigorta şirketine yazılı bir başvuru yaparak tazminat talebini iletmelidir. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesi uyarınca bu başvuru, dava veya tahkim yoluna gitmeden önce bir ön koşuldur​.

Sigorta şirketi, başvurudan itibaren en geç 15 iş günü içinde talebe yazılı cevap vermek zorundadır.

Sigorta şirketi, talebi haklı bulursa poliçe limitleri dâhilinde ödeme yapar. Talep kısmen veya tamamen reddedilir ya da 15 gün içinde hiçbir cevap verilmezse, sigorta şirketi temerrüde düşmüş sayılır​.

Bu durumda mağdur için dava yolu açılmış demektir. Ayrıca zorunlu trafik sigortası poliçe limiti, zararları tam karşılamazsa, sigortadan alınan miktar haricindeki kısım için kazaya sebep olan sürücü ve işletene karşı da dava açılabilir.

Dava veya tahkim aşaması: Sigorta şirketiyle anlaşma sağlanamazsa, mağdurun önünde iki seçenek vardır: Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurmak veya mahkemede dava açmak. Sigorta Tahkim Komisyonu, sigorta şirketleriyle yaşanan uyuşmazlıkları daha hızlı çözmek için oluşturulmuş, hakemlerden oluşan bir alternatif çözüm yoludur.

Sigorta şirketi eğer Tahkim sistemine üye ise, mağdur komisyona başvurup hakem kararıyla tazminatını talep edebilir​.

Tahkim yolunda genellikle kararlar birkaç ay içinde çıkmakta ve belirli bir tutarın altındaki kararlar kesindir (daha büyük tutarlar için temyiz yolu açıktır). Alternatif olarak mağdur, sigorta şirketine ve gerekiyorsa diğer sorumlulara karşı genel mahkemelerde (genellikle Asliye Hukuk veya Asliye Ticaret Mahkemesi, uyuşmazlığın niteliğine göre) tazminat davası açabilir​.

Yargılama süreci: Mahkeme aşamasında, trafik kazasına ilişkin kusur durumu genellikle önceden alınmış bilirkişi raporu veya ceza dosyasındaki kusur tespitine göre belirlenir. Taraflar kusur raporlarına itiraz edebilir, mahkeme yeniden bilirkişi incelemesi yaptırabilir. Yaralanmanın derecesi için adli tıp veya hastane raporları değerlendirilir; kalıcı sakatlık varsa maluliyet oranı raporlarla ortaya konur. Tüm bu deliller ışığında mahkeme, sigorta şirketinin sorumlu olacağı tutarı poliçe limitlerini aşmamak kaydıyla tespit eder. Zorunlu trafik sigortasının limitlerini aşan maddi zararlar çıkarsa, mahkeme o aşılan kısım için sürücü/işleten lehine sigorta sorumluluğunu değil, doğrudan onların (ve varsa diğer sorumluların) sorumluluğunu belirler.

Tazminat Davaları için Zamanaşımı Süreleri

Trafik kazası nedeniyle açılacak maddi ve manevi tazminat davalarında zamanaşımı süreleri, genel haksız fiil zamanaşımı hükümleri ile Karayolları Trafik Kanunu’nun özel hükmü çerçevesinde belirlenir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu m.109, motorlu araç kazalarından doğan tazminat taleplerinde zamanaşımını özel olarak düzenlemiştir. Buna göre, zarar görenin zararı ve sorumluyu öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl içinde ve her hâlde kaza gününden itibaren 10 yıl içinde tazminat davası açılmalıdır​.

Bu süreler, genel olarak Türk Borçlar Kanunu m.72’deki haksız fiil zamanaşımı sürelerinin aynısıdır ve esas zamanaşımı olarak kabul edilir.

Ancak, trafik kazası aynı zamanda bir suç teşkil etmişse (ki yaralamalı ve ölümlü kazalarda genellikle taksirle yaralama veya taksirle öldürme suçu oluşur), o halde zamanaşımı bakımından ceza zamanaşımı süreleri uygulanır. KTK m.109/2, bu hususu açıkça belirtmektedir:

Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.”

Trafik Kazası Sonrası Hukuki Destek Almanın Önemi

Trafik kazası mağdurları için kazanın hemen ardından başlayan hukuki süreçler oldukça karmaşık olabilir. Kusur tespiti, sigorta şirketiyle yazışmalar, ceza soruşturması, tazminat davası derken birden fazla alanda prosedür işletmek gerekebilir. Bu nedenle hukuki destek almanın önemi büyüktür. Uzman bir trafik kazası avukatının desteği, hem hak kayıplarının önlenmesini sağlar hem de mağdurun en yüksek ve adil tazminatı alabilmesi için gerekli adımların eksiksiz atılmasına yardımcı olur.

Yargılama aşamasında da avukatın rolü kritiktir. Kusur raporlarına itiraz edilmesi, yeni bilirkişi raporu alınması, manevi tazminatın hakkaniyete uygun düzeyde belirlenmesi için emsal Yargıtay kararlarının sunulması gibi teknik konuları ancak alanında deneyimli bir hukukçu etkin şekilde yapabilir. Özellikle trafik kazaları hukukunda son yıllarda değişen mevzuat (örneğin arabuluculuk uygulamaları, tahkim usulleri) ve güncellenen Yargıtay içtihatları yakından takip edilmelidir. Mağdurlar, hak ettikleri tazminatı tam olarak alabilmek için hukuki süreci profesyonel bir yaklaşımla yürütmelidir. Aksi takdirde, prosedür eksikleri veya süre kaçırma gibi nedenlerle tazminat hakkını yitirme riski bulunmaktadır.

Sıkça Sorulan Sorular (S.S.S.) – Trafik Kazası Tazminat Davaları

  1. Trafik kazasında tazminat almak için hangi belgeler gereklidir?

Trafik kazası tazminat davası açmak için aşağıdaki belgeler gereklidir:

  • Kaza tespit tutanağı
  • Polis/jandarma raporu (varsa)
  • Hastane raporları ve tedavi giderleri faturaları
  • Sigorta poliçesi bilgileri
  • Kazanç kaybı ve iş göremezlik raporları
  • Bilirkişi raporları (varsa)
  • Tanık beyanları (varsa)

Sigorta şirketine başvuru yaparken eksiksiz belge sunulması, tazminat sürecinin hızlanmasını sağlar.

  1. Yaralanmalı trafik kazasında sigorta tazminatı nasıl hesaplanır?

Sigorta şirketi tazminatı hesaplarken şu faktörleri dikkate alır:

  • Yaralanan kişinin kusur oranı
  • Tedavi süresi ve hastane giderleri
  • Maluliyet oranı (kalıcı sakatlık varsa)
  • Kazanç kaybı ve iş göremezlik süresi

Zorunlu trafik sigortası, poliçe limiti dahilinde ödeme yapar. Eğer zarar, poliçe limitini aşarsa, ek tazminat davası açılması gerekebilir.

  1. Trafik kazası tazminat davası ne kadar sürer?

Trafik kazası tazminat davaları genellikle 6 ay ile 2 yıl arasında sonuçlanır. Ancak:

  • Sigorta şirketi ödemeyi reddederse süreç uzayabilir.
  • Bilirkişi incelemesi ve rapor alınması süreci etkileyebilir.
  • Tarafların anlaşmazlık yaşaması halinde mahkeme süreci 2-3 yıl sürebilir.

Tahkim veya sigorta şirketiyle uzlaşma sağlanırsa, dava açmadan 3-6 ay içinde tazminat alınabilir.

  1. Trafik kazalarında manevi tazminat alabilir miyim?

Evet. Kazaya uğrayan kişi, yaşadığı acı, psikolojik travma ve hayat kalitesindeki düşüş nedeniyle manevi tazminat talep edebilir.
Manevi tazminat miktarı belirlenirken:

  • Yaralanmanın derecesi
  • Mağdurun yaşamındaki etkisi
  • Kusur oranı
  • Yargıtay emsal kararları dikkate alınır.

Hakim, hakkaniyet ilkesine göre bir miktar belirler.

  1. Destekten yoksun kalma tazminatı kimlere ödenir?

Ölümlü trafik kazalarında ölenin destek olduğu kişiler bu tazminatı talep edebilir. Destekten yoksun kalma tazminatı alabilecek kişiler:

  • Eşi ve çocukları
  • Anne ve babası (eğer ölen hayattayken onlara destek oluyorsa)
  • Kardeşleri veya nişanlısı (fiili destek aldığı ispat edilirse)

Bu tazminat, ölenin hayatta kalsaydı ailesine sağlayacağı maddi desteğin hesaplanmasıyla belirlenir.

  1. Trafik kazası tazminat davası açmazsam sigorta ödeme yapar mı?

Sigorta şirketine başvuru yapılmazsa otomatik olarak ödeme yapılmaz.
Öncelikle sigorta şirketine yazılı başvuru yapılarak tazminat talep edilmelidir.

  • Sigorta şirketi 15 gün içinde ödeme yapmazsa, dava açılabilir.
  • Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurularak dava sürecinden daha kısa sürede sonuç alınabilir.
  • Trafik sigortası limitlerini aşan zararlar için, sürücü veya işletene karşı tazminat davası açılabilir.

Özet ve Hukuki Destek

Trafik kazası sonrası hak kaybı yaşamamak için doğru hukuki süreçleri izlemek önemlidir. Yaralanmalı veya ölümlü kazalarda tazminat davası açılmadan önce, sigorta şirketine başvuru yapılmalı, deliller toplanmalı ve kusur oranı doğru şekilde belirlenmelidir.

Trafik Kazası Tazminat Davası Yargıtay Kararları

Manevi Tazminatın Belirlenmesi

(Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/7345 E., 2016/2727 K.)

“Manevi tazminat, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat, bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan miktar kadar olması gerekir. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olayda, davacının yaralanma derecesi, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, olay tarihine göre paranın alım gücü gibi nedenler dikkate alındığında, davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarı az olup, daha fazla manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.”

Trafik Kazası Tazminat Zamanaşımı

(Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/18286 E., 2019/7223 K.)

“Dava konusu trafik kazası 12/05/2006 tarihinde gerçekleşmiş olup, dava 16/09/2014 tarihinde açılmış ve dava dilekçesine karşı davalı taraf süresi içinde zamanaşımı itirazında bulunmuştur. Olayda, 8 yıllık ceza zamanaşımı süresi uygulanacak olup, 31/08/2015 tarihli malüliyet raporuna göre gelişen durumda bulunmadığına göre talebin, zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.”

Tedavi Giderlerine İlişkin

(Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/1289 E., 2019/12052 K.)

“Yargılama sırasında yürürlüğe giren ve 2918 sayılı yasanın 98. maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Yasanın 59. maddesinde, “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın “Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı” hükmü getirilmiştir. Bu düzenlemeye göre, sigorta poliçe primleri aktarıldığından ZMMS işleten ve sürücünün sorumluluğu sona erdiğinde 2918 sayılı Yasanın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluk “Sosyal Güvenlik Kurumu’na” geçtiğinden artık eldeki davada yasal hasmın Sosyal Güvenlik Kurumu olması gerekir.
Bu durumda, davacı tarafından talep edilen faturalı tedavi giderlerinin Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olan tedavi giderlerinden olduğu anlaşıldığından mahkemece Sosyal Güvenlik Kurumu’nun davaya dahil edilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.”

Cenaze Giderine İlişkin

(Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/1599 E., 2019/11655 K.)

“Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle, ölenin yakınlarının, destekten yoksun kalma tazminatı, cenaze gideri ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkeme tarafından Dairemizin bozma ilamına uyulmasına karar verilip yargılamaya devam edilerek hüküm tesis edilmiş ise de; cenaze gideri hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilmesi yönündeki bozma gereği yerine getirilmemiş; sadece, fazla isteğin reddine denilmekle yetinilmiş; cenaze gideri talebi reddedilmişse, bunun gerekçesine hükümde yer verilmemiştir. Bozma ilamına uyulmasına karar veren mahkemenin, bozma gereklerine uygun biçimde gerekli araştırmaları yapması ve uyduğu bozma ilamı gereği hüküm tesis etmesi gerekir.
Bu durumda mahkemece; uyulmasına karar verilen bozma ilamına konu cenaze giderlerinin miktarının tespiti için, ilgili müftülükten sorulup belirlenmesi; cenazenin defnedilmesi için yapılması zorunlu masraflardan davalı tarafın sorumlu tutulabileceği ve taziyeye ilişkin giderlerden sorumlu tutulamayacağına ilişkin Dairemizin yerleşik uygulaması ile davacılar vekilinin 03.10.2017 tarihli duruşmada, bu yöne ilişkin açıklamaları da dikkate alınmak suretiyle, cenaze giderinin hüküm altına alınması gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.”

Bu Yazıları da İnceleyin:

Değer Kaybı Başvurusu

Değer Kaybı Hesaplama

Değer Kaybı Nedir

Araç Mahrumiyet Bedeli Nedir?

Related Posts

Post your Comment

Son yorumlar

Görüntülenecek bir yorum yok.

Kategoriler

Site Haritası