Pınarbaşı Hukuk & Danışmanlık - Güvenilir Profesyonel Hizmet

Fazla Mesai Ücreti: Tanımı, Hesaplama Yöntemi ve Yasal Haklar

Blog26 Şubat 2025
Fazla Mesai Ücreti: Tanımı, Hesaplama Yöntemi ve Yasal Haklar

Fazla Mesai Ücreti

Fazla Mesai Ücreti, işçilerin normal çalışma süresini aşan çalışmalarına karşılık hak ettikleri ek ücreti ifade eden önemli bir iş hukuku kavramıdır. Özellikle 4857 sayılı İş Kanunu kapsamındaki işçiler için fazla mesai kuralları ve ücretlendirme yöntemleri yasalarla detaylı biçimde düzenlenmiştir. Bu yazıda fazla mesai nedir, yasal çalışma süre sınırları nelerdir, fazla mesai ücreti nasıl hesaplanır, işçi fazla mesai yapmaya zorlanabilir mi, fazla mesai ücreti ödenmezse işçinin hakları nelerdir gibi konuları ele alacağız. Ayrıca Yargıtay’ın fazla mesaiyle ilgili güncel kararlarına, fazla mesai ücreti alacaklarında zamanaşımı süresine, bu konudaki yasal düzenlemelere ve işçi-işveren uyuşmazlıklarında arabuluculuk sürecine değineceğiz. Güncel mevzuata ve güvenilir kaynaklara dayanan bu kapsamlı rehber, fazla mesai konusunda hem işçiler hem işverenler için yol gösterici bilgiler sunmaktadır.

Fazla Mesai Nedir?

Fazla mesai, basit bir ifadeyle, bir çalışanın kanunen belirlenmiş normal çalışma süresinin üzerinde çalıştığı süreler anlamına gelir. Türkiye’de İş Kanunu’na göre genel olarak haftalık 45 saati aşan çalışmalar fazla çalışma (fazla mesai) sayılmaktadır​. Başka bir deyişle, bir işçi haftada 45 saatten fazla çalıştırılmışsa, 45 saatin üzerindeki her saat fazla mesaidir. Kanun, bu fazla çalışmalar için işçiye normal saatlik ücretinin zamlı ödenmesini öngörür. Nitekim 4857 sayılı İş Kanunu’nun 41. maddesi uyarınca, fazla mesainin her bir saati için verilecek ücret, işçinin normal saat ücretinin %50 artırılması suretiyle hesaplanmalıdır​. Örneğin saatlik ücreti 40 TL olan bir işçi, fazla mesai yaptığı her saat için 60 TL (%50 zamlı) ücret hak eder.

İş Kanunu, 45 saatlik haftalık çalışma süresini esas almakla birlikte, bazı iş sözleşmelerinde haftalık çalışma süresi bunun altında belirlenebilir. Eğer işçinin sözleşmesinde haftalık çalışma süresi 45 saatin altında ise, bu durumda fazla sürelerle çalışma kavramı ortaya çıkar. Haftalık çalışma süresi, sözleşmede belirtilen sürenin üzerinde fakat 45 saate kadar yapıldığında “fazla sürelerle çalışma” kabul edilir ve bu süreler için ödenecek ücret normal saatlik ücretin %25 artırılmasıyla hesaplanır​.

Örneğin sözleşmeyle haftalık 40 saat olarak kararlaştırılmış bir işte, işçi bir hafta 45 saat çalışırsa, 40-45 saat arasındaki 5 saat için %25 zamlı ücret alacaktır.

Özetle, fazla mesai kavramı işçinin yasal sınırların üzerinde çalıştığı süreleri kapsar. Kanun koyucu, işçinin fazla çalışmasının karşılığını alabilmesi ve aşırı çalışmanın sınırlandırılması amacıyla fazla mesaiye özel ücretlendirme ve sınır kuralları getirmiştir.

Fazla Mesai Süresi ve Yasal Sınırları

İş Kanunu ve ilgili mevzuat, fazla mesai sürelerine bazı üst sınırlar getirmiştir. Bu sınırlar, işçinin hem günlük hem haftalık hem de yıllık bazda ne kadar fazla çalıştırılabileceğini belirler:

Günlük Çalışma Süresi Sınırı: Bir işçi günde en fazla 11 saat çalıştırılabilir​. Yani bir iş gününde 11 saatin üzerinde çalışma yaptırılması kural olarak yasaktır. Bu sınır, gece çalışmaları için daha da düşüktür: Gece döneminde işçiler en fazla 7,5 saat çalıştırılabilir. Bu sürenin aşılması halinde, haftalık 45 saatlik sınır aşılmamış olsa bile, 7,5 saati aşan gece çalışması fazla mesai olarak değerlendirilir.

Aynı şekilde günlük 11 saati aşan çalışmalar da yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre fazla mesai sayılmaktadır. Örneğin, bir işçi bir günde 12 saat çalıştırıldıysa, haftalık toplamı 45 saatin altında kalsa bile o gün için 1 saat fazla mesai ücreti talep edebilir.

Haftalık Çalışma Süresi Sınırı: Haftalık 45 saatin üzerindeki çalışmalar fazla mesaidir. Kanun, haftanın çalışma günlerine bu 45 saatin dağıtılmasında da günlük 11 saati aşmama kuralını getirmiştir​.

Haftalık 45 saatin üzerinde yapılan her ek saat, yukarıda belirtildiği gibi %50 zamlı ücrete tabidir. Bunun yanında, denkleştirme uygulaması gibi yöntemlerle bazı haftalarda 45 saati aşan çalışmalar, diğer haftalarda telafi edilerek ortalama haftalık çalışma süresi 45 saati geçmeyecek şekilde ayarlanabilir. Örneğin iki aylık bir denkleştirme döneminde bazı haftalar 50 saat, bazı haftalar 40 saat çalışılarak ortalama 45 saate uyulabilir. Ancak denkleştirme yapılıyor olsa bile günlük 11 saat sınırı ile gece 7,5 saat sınırı aşılmamalıdır. Günlük veya gece sınırının aşılması durumunda denkleştirme olsa bile aşan kısım için fazla mesai ücreti ödenmelidir.

Yıllık Fazla Mesai Sınırı: Kanun, bir işçinin bir yılda yapabileceği toplam fazla mesai süresine de üst sınır getirmiştir. İş Kanunu m.41/8 uyarınca bir işçi yılda en fazla 270 saat fazla mesai yapabilir​. Bu, hem işçinin sağlık ve güvenliğini korumak hem de sosyal hayat dengesi açısından konulmuş nispi emredici bir sınırdır. Özellikle Yargıtay kararlarına göre, işçiye yılda 270 saatten fazla fazla mesai yaptırılması, fazla mesai ücreti ödenmiş olsa dahi, işçiye haklı nedenle derhal fesih hakkı verir.

Yukarıdaki sınırlar, 4857 sayılı İş Kanunu ve bu kanuna dayanarak çıkarılan Çalışma Süreleri Yönetmeliği ile Fazla Çalışma ve Fazla Sürelerle Çalışma Yönetmeliği hükümlerine dayanmaktadır​.

Fazla Mesai Yapması Yasak Olan İşler ve İşçiler

Fazla Çalışma ve Fazla Sürelerle Çalışma Yönetmeliği’ne göre her işçi ve işin fazla mesai yapması mümkün değildir, bunun sınırları yönetmeliğin 7 ve 8. Maddelerinde belirtilmiştir:

Fazla Çalışma Yapılamayacak İşler

Madde 7 —Aşağıda sayılan işlerde fazla çalışma yaptırılamaz.

a) İş Kanunu’nun 63 üncü maddesinin son fıkrası uyarınca sağlık kuralları bakımından günde ancak 7,5 saat ve daha az çalışılması gereken işlerde,

b) Aynı Kanunun 69 uncu maddesinin l inci fıkrasındaki tanıma göre gece sayılan gün döneminde yürütülen işlerde (şu kadar ki, gündüz işi sayılan çalışmalara ek olarak bu Yönetmelikte öngörülen fazla çalışmalar gece döneminde yapılabilir),

c) Maden ocakları, kablo döşemesi, kanalizasyon, tünel inşaatı gibi işlerin yer ve su altında yapılanlarında.

Fazla Çalışma Yaptırılmayacak İşçiler

Madde 8 —Aşağıda sayılan işçilere fazla çalışma yaptırılamaz.

a) 18 yaşını doldurmamış işçiler,

b) İş sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesi ile önceden veya sonradan fazla çalışmayı kabul etmiş olsalar bile sağlıklarının elvermediği işyeri hekiminin veya Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı hekiminin, bunların bulunmadığı yerlerde herhangi bir hekimin raporu ile belgelenen işçiler,

c) İş Kanunu’nun 88 inci maddesinde öngörülen Yönetmelikte belirtilen gebe, yeni doğum yapmış ve çocuk emziren işçiler,

d) Kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalıştırılan işçiler.

e) 4857 sayılı Kanunun 42 nci maddesi uyarınca zorunlu nedenler ve 43 üncü maddesi uyarınca olağanüstü haller dışında yer altında maden işlerinde çalışan işçilere fazla çalışma yaptırılamaz.

Kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçilere fazla sürelerle çalışma da yaptırılamaz.

Fazla Mesai Ücreti Hesaplama

Fazla mesai ücreti hesaplanırken, işçinin öncelikle saatlik ücretinin doğru şekilde belirlenmesi gerekir. Hesaplama her zaman işçinin brüt ücreti üzerinden yapılır; net ücret üzerinden hesaplama yapılmaz. Bu nedenle işçinin aylık brüt maaşı esas alınarak saatlik brüt ücret bulunur. Uygulamada sıkça, aylık brüt ücret 225’e bölünerek yaklaşık saatlik ücret hesaplanır (ayda ortalama 225 saatlik çalışma varsayımı ile).

Örneğin brüt aylık ücreti 9000 TL olan bir işçinin saatlik brüt ücreti 9000/225 ≈ 40 TL olarak hesaplanabilir.

Saatlik brüt ücret belirlendikten sonra, fazla mesai ücreti bu tutarın zamlı oranıyla çarpılması suretiyle bulunur. Haftalık 45 saatin üzerinde yapılan her bir saat fazla çalışma için ücret, saatlik brüt ücretin 1,5 (yüzde 50 zamlı) katı olarak hesaplanır.

Örneğin saatlik ücreti 40 TL olarak bulunan işçi, 1 saat fazla mesai yaptığında bunun karşılığı 40 x 1,5 = 60 TL olacaktır. Toplam fazla mesai ücreti ise fazla çalışma saatinin, bu zamlı saatlik ücrete çarpımı ile bulunur​. Diyelim haftada 5 saat fazla mesai yaptıysa, bu örnekte 5 x 60 = 300 TL brüt fazla mesai ücreti hak edecektir.

Eğer işçinin sözleşmesindeki normal çalışma süresi 45 saatten daha az ise (örneğin 40 saat), fazla sürelerle çalışma durumu oluşur. Bu durumda 45 saate kadar olan ekstra çalışmalar için saatlik ücretin %25 zamlı hali ödenir.

Örneğin haftalık 40 saatlik sözleşmeye sahip bir çalışan, bir hafta 45 saat çalıştıysa, fazla çalıştığı 5 saatin ücreti 0,25 zam ile ödenmelidir. 40 TL saatlik ücretli ise bu 5 saatin her biri için 50 TL (%25 zamlı) alacaktır. 45 saatin üzerindeki çalışmalar ise normal fazla mesai kabul edilerek %50 zamlı ödenir.

Uygulamada işçiye fazla mesai karşılığı ücret yerine serbest zaman (izin) kullandırılması seçeneği de bulunmaktadır. 4857 sayılı Kanun m.41, işçiye onay vermesi halinde, yaptığı fazla mesai karşılığında zamlı ücret almak yerine ileride izin kullanma hakkı tanımıştır. Buna göre işçi, yaptığı her 1 saatlik fazla mesai için 1 saat 30 dakika serbest zaman kullanabilir​.

Eğer fazla sürelerle çalışma (45 saate kadar olan %25 zamlı kısım) söz konusu ise her 1 saat için 1 saat 15 dakika serbest zaman verilir​.

Burada önemli bir nokta, serbest zaman kullanımı tamamen işçinin insiyatifindedir​. İşveren, işçiyi zorla izin kullanmaya yönlendiremez; yani “sana mesai ücreti ödemeyeyim, onun yerine izin veriyorum” şeklinde dayatmada bulunamaz. Eğer işçi tercihini serbest zaman yerine ücretten yana kullanırsa, fazla mesai ücretinin ödenmesi zorunludur.

Fazla Mesai Zorunlu Mu? Fazla Mesai İşçi Onayı

Fazla Çalışma ve Fazla Sürelerle Çalışma Yönetmeliği Madde 9’a göre;

“Fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışma yaptırmak için işçinin yazılı onayının alınması gerekir. Zorunlu nedenlerle veya olağanüstü durumlarda yapılan fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışma için bu onay aranmaz.”

İşçi, baştan verdiği fazla mesai onayını geri almak isterse, bunu işverene yazılı olarak 30 gün önceden bildirmek koşuluyla mümkün kılınmıştır​. Yani bir işçi, fazla mesai muvafakatini geri çekmek isterse, önceden haber vererek artık fazla çalışmak istemediğini beyan edebilir.

Özetle, işçi fazla mesai yapmak zorunda değildir. Eğer işçi hiç onay vermemişse veya mevcut onayını usulüne uygun geri çekmişse, işveren onu zorla fazla çalıştıramaz. İşçinin fazla mesai onay formunu imzalamamış olması, işverene o işçiyi işten çıkarma için haklı bir sebep teşkil etmez.

Bununla birlikte, kanun bazı istisnai durumlar da tanımıştır. Zorunlu nedenlerle veya olağanüstü hallerde işveren, işçinin onayına bakmaksızın fazla çalışma yaptırabilir.

Örneğin bir doğal afet, yangın, sel gibi durumlarda veya üretimde beklenmedik arıza, acil tamirat gibi zorunlu hallerde işçinin onayı aranmaksızın geçici olarak fazla çalışma yaptırılması mümkündür. Benzer şekilde seferberlik ilanı gibi olağanüstü durumlarda da devletin izniyle fazla çalışma yapılabilir.

Ancak bu durumlar istisnadır ve süresiyle kapsamı kanunla sınırlanmıştır. Zorunlu nedenle yaptırılan fazla mesainin de ücreti elbette ödenecektir, sadece işçi bu durumlarda önceden onay vermemiş olsa da fazla çalışmak durumunda kalabilir.

Fazla Mesai Ücretinin Ödenmemesi Durumunda İşçinin Hakları

Fazla mesai yapan bir işçi, kanunen hak ettiği zamlı ücretini almalıdır. Peki işveren bu ücreti ödemezse ne olur? Böyle bir durumda işçinin hakları nelerdir? Bu soruya yanıt verirken, fazla mesai ücretinin de aslında geniş anlamda ücret kavramına dahil olduğunu vurgulamak gerekir​.

4857 sayılı İş Kanunu madde 24/II-e uyarınca, işverenin işçiye ücretini ödememesi, işçiye derhal ve haklı sebeple iş sözleşmesini feshetme hakkı veren durumlardan biridir​.

Yargıtay da fazla mesai alacağının ödenmemesini, kanundaki “ücretin ödenmemesi” kapsamında değerlendirerek işçiye haklı fesih imkânı tanımaktadır​. Yani işçi, fazla mesai ücretinin ödenmemesi halinde iş akdini tek taraflı olarak haklı nedenle feshedip kıdem tazminatını talep edebilir.

Bunun yanı sıra, İş Kanunu m.34’e göre ücretlerin zamanında ödenmemesi durumunda işçinin çalışmaktan kaçınma hakkı da vardır. Eğer işveren, fazla mesai ücretlerini (veya normal ücretleri) 20 gün içinde ödemekte gecikirse ve bu gecikme mücbir bir sebepten kaynaklanmıyorsa, işçi iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilir. İşçinin çalışmama hakkını kullanması, yasadışı grev sayılmaz ve bu sebeple işçi çıkarılamaz; üstelik bu süreler çalışılmış gibi ücret işlemeye devam eder. Bu hüküm, işçinin maaşını alamaması durumunda onu koruyan önemli bir haktır.

Gününde ödenmeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanır.

Fazla Mesai Ücreti Davası

Fazla mesai ücreti alamayan veya eksik alan bir işçi, yasal haklarını kullanarak alacaklarını tahsil etmek amacıyla dava yoluna gidebilir. Yeni düzenleme gereği, işçiler doğrudan dava açmadan önce arabuluculuk sürecine başvurmak zorundadır. Arabuluculukta anlaşma sağlanamazsa, işçi yargı yoluna gidebilir.

Kanunen arabuluculuk süreci, başvuru tarihinden itibaren 3 hafta içinde sonuçlandırılmalıdır. Zorunlu hallerde arabulucu bu süreyi en fazla 1 hafta uzatabilir​. Yani en geç 4 hafta sonunda arabuluculuk süreci bitmiş olmalıdır. Bu, iş uyuşmazlıklarında hızlı çözüm amaçlandığı için getirilmiş bir kuraldır.

Eğer taraflar anlaşamazsa, arabulucu bu durumu bir son tutanakla belgeleyerek süreci bitirir. Anlaşamamış olmak, işçinin dava açabilmesinin önünü açar. İşte bu son tutanak, dava açılırken dava dilekçesine eklenmelidir. Anlaşamama tutanağı, dava için bir ön şart belgesidir.

Arabuluculuk sonuçsuz kaldıktan sonra işçi, İş Mahkemesinde dava açabilir. Görevli mahkemeler, İş Mahkemeleri Kanunu gereği İş Mahkemeleridir; İş Mahkemesi bulunmayan yerlerde dava, Asliye Hukuk Mahkemesinde açılır. Yetkili mahkeme ise davalının yerleşim yerindeki veya işin görüldüğü yerdeki iş mahkemelerinde açılabilir.

Fazla Mesai Alacaklarında Zamanaşımı Süresi

İş hukuku alacaklarında zamanaşımı, işçinin belli bir süre içinde talepte bulunmaması halinde hakkının zaman aşımına uğraması anlamına gelir. Fazla mesai ücreti alacakları da zamanaşımına tabidir. Peki bu süre ne kadardır ve nasıl işlemektedir?

Türk Borçlar Kanunu’nun 147. maddesinde, işçilere ücret niteliğinde olan alacakların 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu belirtilmiştir. Nitekim 4857 sayılı İş Kanunu madde 32’de de ücret alacaklarında zamanaşımının 5 yıl olduğu hükme bağlanmıştır​.

Bu süre, alacağın muaccel olduğu (ödenmesi gerektiği) tarihten itibaren başlar ve aralıksız işler. İşçinin aynı işverene dava açması veya arabulucuya başvurması gibi durumlar zamanaşımını keser; ancak iş ilişkisi devam ediyor diye zamanaşımı işlemezlik etmez. İşçiler, hak kaybına uğramamak için fazla mesai alacaklarını en geç 5 yıl içinde talep etmelidirler.

Her ayın alacağı için 5 yıl o aydan itibaren sayılır. Örneğin Ocak 2020’da yapılan fazla mesai ücreti en geç Şubat 2020’de ödenmeliydi; ödenmediyse Ocak 2020’ya ilişkin fazla mesai alacağı için zamanaşımı Şubat 2020’den itibaren 5 yıl sonra, yani Şubat 2025’te dolar. Mart 2020’ye ait fazla mesai alacağı için ise Mart 2025’te dolar, vb. Bu durum, işçinin işten ayrılmış olmasına veya çalışmaya devam etmesine   bakılmaksızın böyledir.

Fazla Mesai Davalarında İspat

Açılacak olan davalarda fazla çalıştığını ispatlaması gereken işçi, birçok delile dayanabilir.

Bu bağlamda ücret bordroları kritik önem taşır. Yargıtay’a göre, işçinin imzasını taşıyan ve herhangi bir itiraz (ihtirazi kayıt) içermeyen maaş bordrosu, o dönem için çalışana bütün haklarının ödendiğine karine teşkil eder.

İşçiler, bordrolarını imzalarken gerçek dışı çalışma saatleri veya ödenmeyen mesailer konusunda çekince koymaları gerektiğini Yargıtay sıkça vurgular. Öte yandan, bordroların imzalı olmadığı ya da işçinin itiraz kaydı düştüğü durumlarda tanık beyanı gibi her türlü delille fazla çalışma ispatlanabilir.

Tanık anlatımları, işyeri kayıtları, giriş-çıkış verileri gibi delillerle işçi, hakikatte ne kadar fazla mesai yaptığını ispatlama imkânına sahiptir.

Fazla Çalışma Hakkaniyet İndirimi

Yargıtay’ın fazla mesai davalarında benimsediği bir diğer uygulama “hakkaniyet indirimi” olarak bilinir. Eğer işçinin gerçekten uzun süreler boyunca çok yüksek miktarda (örneğin yıllarca haftada 20-30 saat gibi) fazla mesai yaptığı iddia ve ispat ediliyorsa, Yargıtay böylesine sürekli ve yüksek fazla mesai iddialarında genellikle bir indirim uygular.

Bunun gerekçesi, hayatın olağan akışı içinde bir işçinin çok uzun yıllar kesintisiz aşırı fazla mesai yapmasının gerçekçi olmayabileceği yönündeki kabul ve işçinin yorgunluk, verimlilik gibi faktörlerle bazı dönemler tam çalışamamış olabileceği ihtimalidir. Bu indirimin oranı genelde %30 civarında olabilmektedir (doktrinde “Yargıtay hakkaniyet indirimi” olarak bilinir). Hakkaniyet indirimi, her davanın koşullarına göre mahkemece takdir edilir; örneğin işçinin yıllık izin kullandığı dönemler, resmi tatillerde çalışmama olasılığı gibi hususlar dikkate alınır. Bu uygulama sayesinde, hem işveren hem işçi açısından daha makul bir sonuca varılmaya çalışılır.

Fazla Mesai Yargıtay Kararları

(Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2016/12314 E., 2020/1615 K.)

Fazla Mesainin İspatı Üzerine

“Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.

Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.”

(Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2015/33059 E., 2015/20000 K.)

Hakkaniyet İndiriminin Uygulanması

Somut olayda davacının fazla mesai ücreti alacağı takograf kayıtlarına göre hesaplanmış ve mahkemece hesaplanan bu miktar üzerinden hakkaniyet indirimi yapılmıştır. Yukarıda detaylı şekilde belirtildiği üzere, hakkaniyet indirimi yalnız tanık anlatımına dayalı hesaplamalarda uygulanır. Bunun yerine takograf kayıtları gibi işverene ait kayıtlara dayalı hesaplamalarda, veriler kayıtlara dayandığından hakkaniyet indirimi yapılamaz. Mahkemece bu hususa dikkat edilmeksizin fazla mesai ücretinden hakkaniyet indirimi yapılması hatalı olup bozma nedenidir.

(Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2015/2752 E., 2016/12397 K.)

Üst Düzey Yönetici Fazla Mesai

Davacı işyerinde elektrik mühendisi olarak çalışmaktadır. İş akdinin 9. Maddesinde yer alan…yönetici pozisyonundaki personelin kendi kontrolündeki işleri normal mesai saatleri içerisinde veya gün sonuna kadar tamamlanmasını sağlamakla yükümlü oldukları, işler tamamlanıncaya kadar çalışacak olan yönetici konumundaki personellere fazla çalışma ücreti ödenmeyeceği şeklindeki hüküm 4857 Sayılı Kanun’un emredici hükümlerine aykırı olduğundan geçersizdir. Yargıtayın yerleşik içtihatları gereğince üst düzey yönetici kendi mesaisini kendisi belirlediğinden fazla çalışma ücreti talep edemez. Somut uyuşmazlıkta davacının üst düzey yönetici olduğu, kendi mesaisini kendisinin belirlediği işveren tarafından kanıtlanamamıştır.

Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir:

İşe İade Davası

Kıdem Tazminatı Nedir

İş Kazası Tazminat

Mobbing Davası

Hizmet Tespit Davası

Related Posts

Post your Comment

Son yorumlar

Görüntülenecek bir yorum yok.

Kategoriler

Site Haritası